Güven sorumluluğu, temelini dürüstlük kuralında bulan, haksız fiil ve sözleşmesel sorumluluk ikiliği dışındaki gri alanda yer alan bir kavramdır. Kavram, ilk olarak Alman hukukunda ortaya çıkmış, Alman hukukundaki bu gelişmeler zaman içinde Türk-İsviçre öğretisinde ve yargı kararlarında da yansımalarını bulmuştur. İsviçre Federal Mahkemesi 1994 yılında verdiği meşhur Swissair kararıyla birlikte yeni bir sorumluluk temeli olarak güven sorumluluğunu ilk defa kabul etmiştir. Yargıtay da özellikle 2010 yılından beri verdiği bir dizi kararla güven sorumluluğu adı altında ayrı bir sorumluluk temelini kabul etmiş, bunun için aranan şartlar da zaman içinde belirginleşmiştir. Güven sorumluluğu Türk pozitif hukukunda da kendine yer bulmuş ve Türk Ticaret Kanunu’nun 209. maddesiyle şirketler topluluğu özelinde güven sorumluluğu ayrıca düzenlenmiştir. Mahkeme kararlarıyla bahsi geçen hukuk sistemlerinde kendine bir yer edinen güven sorumluluğuna ilişkin olarak dile getirilen eleştirileri temel olarak üç gruba ayırmak mümkündür. Bunlardan ilki teorinin dogmatik kökenlerine ve bu teorinin Türk-İsviçre hukuk sistemiyle uyum içinde olmadığına ilişkindir. İkinci temel eleştiri sorumluluğun sınırlarının genişliğine ve silikliğine, bir diğer eleştiri ise sonuçlarının belirsizliğine ilişkindir. Bu çalışmada güven sorumluluğunun gelişimi ve temel unsurları incelenmiş, söz konusu eleştiriler Türk hukuku özelinde değerlendirilmiştir.
güven sorumluluğu hukuka aykırılık unsuru güven ilkesi dürüstlük kuralı culpa in contrahendo
Reliance liability is a concept that finds its basis in the rule of bona fides and is located in the gray area outside the dichotomy of tort and contractual liability. The concept first emerged in German law, and these developments in German law found their reflections in Turkish-Swiss doctrine and jurisprudence over time. With its famous Swissair decision dated 1994, the Swiss Federal Court acknowledged for the first time the reliance liability as a new basis of liability. The Turkish Court of Cassation has also accepted the reliance liability as a separate basis of liability with a series of decisions, especially since 2010, and the conditions required therefor have become clearer over time. Reliance liability has also found its place in Turkish positive law with the introduction of Article 209 of the Turkish Commercial Code, which specifically regulates the reliance liability within the context of corporate groups. It is possible to categorize the criticisms put forward against the concept of reliance liability into three groups. The first one is related to the dogmatic origins of the theory and its incompatibility with the Turkish-Swiss legal system. The other main criticisms are related to the breadth and vagueness of the limits of the liability, and to the uncertainty of its consequences. In this study, the development and the basic elements of reliance liability are analyzed, and such criticisms are evaluated in the context of Turkish law.
reliance liability wrongfulness reliance principle bona fides rule culpa in contrahendo
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sözleşme Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 26 Sayı: 2 |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
TR-DİZİN, HeinOnline, GoogleScholar, Academindex, Sherpa Romeo, Ulrich’s Periodicals Directory ve Asos Index veri tabanlarında taranmaktadır.
Dergimiz 2024 Mayıs sayısından itibaren yalnızca elektronik ortamda yayınlanacaktır.
Dokuz Eylul University Publishing Web-Page
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
İletişim sayfamız
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/contacts