Dinî-Tasavvufi Türk Edebiyatı’nın ilk ve önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Yunus Emre (1240-1321), siyasi, sosyal ve ekonomik sebeplerle çalkantılı bir dönem olan XIII. ve XIV. yy’da Anadolu’da yaşamıştır. İnsan merkezli bir felsefeyi benimseyen Yunus Emre’ye göre dinin temel hedefi insan gönlünü mutlu etmektir. Onun insandan kastı sadece Müslümanlar değil, dini, dili, rengi ve ırkı fark etmeksizin bütün insanlardır. Bu felsefenin ana çizgilerini Yunus Emre Divanı’nda da görmek mümkündür. Bu eserde İslami-tasavvufi anlayışı, Türk üslubu içinde sunan Yunus’un asıl hedefi insan-ı kâmil ahlakını oluşturmaktır. Ona göre bu ahlakı geliştirmek çeşitli aşamalardan ve makamlardan geçmekle gerçekleşebilir. Divan’da dört ilahi kitaptan bahsedilmekte ve her bir ilahi kitap bir manevi mertebe ve makama işaret etmektedir. Yunus “dört kitap” tabirine tasavvufi bir anlam yüklemektedir. “Dört kitaptan” kasıt, geleneksel İslam inancındakii genel kabule uygun olarak Musa'ya indirilen Tevrat, Davud'a indirilen Zebur, İsa'ya indirilen İncil ve Muhammed’e indirilen Kur’an-ı Kerim’dir. Bunlar arasında en çok zikredilen kitap Kur’an’dır. Yunus’a göre “dört kitap”taki derin manalar bilgi ve tefsir okumakla değil, aşk ile elde edilebilir. O, insanı Allah’ın yeryüzündeki tecellisi olarak görmekte ve bu yüzden insanı kâinatın gayesi olarak tasavvur etmektedir. Öyleyse ilahi yolculukta yükselmek ve hakikate ulaşmak Allah’ın namazgâhı olarak kabul edilen insan gönlünün kazanılmasıyla mümkündür. Dini hayatın esası da bu anlayışa dayanmaktadır. Dört kitabın ortak hedefi de bu hakikate ulaşmada yol göstermektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | December 6, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |