Mehmet Akif has aimed to convey reality as it is in almost all of his verse stories. He even accepts that "his word is like wood" in order not to deviate from reality. He takes care not to deviate from the reality seen in both event or situation narrations and character drawings, and not to distort the reality. In this sense, XIX. "Reflecting", which was applied to the work by realist novelists in the 19th century, can be seen as the key to Mehmet Akif's poetry technique. Like the realist novelists, Akif holds a mirror to life and tries to convey what is reflected in the mirror in his verse stories without embellishing, spoiling or changing. The event-situation-person-space overlap is in integrity in his poems in the context of reflectivity. Poems such as “Blind Neyzen, Seyfi Baba, Tavern, Berlin Memories, Sick, Neighborhood Coffee, Straw” stand out among the poems that the poet penned with a reflective approach. In these, Mehmet Akif reveals the emotion and/or thought he wants to convey with reflective technique. In Akif's reflectivity, it is essential to convey the truth naked. This style constitutes the axis in conveying a situation that the poet deems worth telling, an event that he witnessed or personally experienced. It records the truthful not only in the narration of the event but also in the choice of words, and in this way, it leans on realism in style. The fact that he uses verbs that convey a lot of mobility, and that he makes people speak according to their own cultural level, like a naturalist writer while applying to dialogues, are indicators of his loyalty to the truth in the language.
Mehmet Akif, manzum hikâyelerinin hemen hepsinde gerçekliği olduğu gibi aktarma amacında olmuştur. Gerçeklikten sapmamak uğruna, “sözünün odun gibi olması”nı bile kabullenir. Gerek olay veya durum aktarmalarında gerekse karakter çizimlerinde görünen gerçeklikten çıkmamaya, gerçeği bozmamaya özen gösterir. Bu anlamda, söz sanatları bağlamında ilk kez Platon ve öğrencisi Aristoteles tarafından tartışılıp kuramlaştırılan, XIX. yy.da da realist romancılar tarafından esere uygulanan “Yansıtmacılık”, Mehmet Akif’in şiir tekniğinin anahtarı olarak görülebilir. Akif de gerçekçi romancılar gibi, hayata ayna tutar ve manzum hikâyelerinde tuttuğu aynaya yansıyanları süslemeden, bozmadan, değiştirmeden aktarmaya çalışır. Olay-durum-kişi-mekân örtüşmesi onun manzumelerinde, yansıtmacılık bağlamında bütünlük içindedir. “Kör Neyzen, Seyfi Baba, Meyhane, Berlin Hatıraları, Hasta, Mahalle Kahvesi, Hasır” gibi şiirleri şairin yansıtmacı anlayışla kaleme aldığı şiirler arasında öne çıkar. Bunlarda Mehmet Akif, aktarmak istediği duygu ve/veya düşünceyi yansıtmacı teknikle ortaya koyar. Akif’in yansıtmacılığında, gerçeği çıplak şekilde aktarmak esastır. Bu üslup, şairin anlatmaya değer gördüğü bir durumu, tanık olduğu yahut bizzat yaşadığı bir olayı aktarmada mihveri teşkil eder. Sadece olay aktarımında değil sözcük seçiminde de gerçeğe uygun olanı kayda geçirir ve bu yolla üslupta da gerçekçiliğe yaslanır. Diyaloglara başvururken adeta natüralist bir yazar gibi kişileri kendi kültür düzeylerine göre konuşturması dilde gerçeğe bağlılığının göstergeleridir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | ARTİCLES |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2021 |
Acceptance Date | November 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: Mehmet Akif ve İstiklal Marşı |
Journal of Language and Literature Studies is licensed under the Creative Commons Attribution-Non-Commercial-NoDerivatives 4.0 International Licence (CC BY-NC-ND 4.0).