Transportation is nearly entirely (<99.9) powered by internal combustion engines (ICEs) burning the fossil fuels
like oil and liquefied petroleum gas. However, the world fossil fuels’ reserves are finite, and it is foreseen it will
run out nearly 50 years for oil, 60 years for natural gas, and 80 years for coal. Thus, humankind has rapidly
started to seek new, renewable and clean energy sources for particularly powering the vehicles. In this scope, the
biggest alternative to classic internal combustion engines is undoubtedly electric vehicles (EVs) like in the past.
In recent years, there has been an increasing interest in electric vehicles, and over the past decade, there has been
a dramatic increase in EVs production of 1500%. On the other hand, Turkey has failed to keep pace with this
increase, and seen 475 EVs by end of 2017. It is thought Turkish dependence on fossil fuels, and more
greenhouse gas emissions than its undertaken in the Kyoto protocol as a country of signed Kyoto protocol,
Turkey should rapidly turn its route to the electric vehicles to reduce fossil fuel consumption and greenhouse gas
emissions. Additionally, as together with a tendency to electric vehicles, it will be useful tending to renewable
and alternative energy sources for contributing to the countries’ economies depending on decreasing on fossilbased fuels. For this scope, this paper aims not only to compare the electric vehicles and internal combustion
engines but also to give information about the influence over the ecological balance of the world, arising from
these powering methods. Finally, the nuclear energy policy of Turkey was also evaluated as an alternative to the
rapidly increasing electricity consumption of the country in this paper.
Ulaşım neredeyse tamamen (<99.9) petrol ve sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) gibi fosil yakıtları kullanan içten
yanmalı motorlar (IYM) tarafından sağlanmaktadır. Ancak, dünya fosil yakıtlarının rezervleri sınırlıdır, petrol için yaklaşık 50, doğalgaz için 60 ve kömür için 80 yıllık bir ömür öngörülmektedir. Bu yüzden insanoğlu,
özellikle araçların tahrik edilebilmesi için yeni, yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları arayışına başlamıştır. Bu
kapsamda, klasik içten yanmalı motorlara en büyük alternatif, geçmişte de olduğu gibi şüphesiz elektrikli
araçlardır (EA). Son yıllarda elektrikli araçlara olan ilgi giderek yükselmiş ve geçtiğimiz on yılda elektrikli araç
üretiminde % 1500'lük çarpıcı bir artış gerçekleşmiştir. Öte yandan, Türkiye bu artışa ayak uyduramamış ve
2017 yılı sonuna kadar ülkede yalnızca 475 elektrikli araca rastlanmıştır. Türkiye’nin fosil kökenli yakıtlara olan
bağımlılığı ve Kyoto protokolüne imza atmış bir ülke olarak bu protokolde taahhüt ettiğinden daha çok sera gazı
emisyonuna sebep olduğu düşünüldüğünde, fosil yakıt tüketimini ve sera gazı emisyonunu azaltmak için rotasını
hızlıca elektrikli araçlara çevirmesi uygun olacaktır. Ayrıca, elektrikli araçlara yönelmeyle birlikte fosil yakıt
tüketimindeki azalmayı destekleyici olarak yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarına özellikle de nükleer
enerjiye yönelmenin ülke ekonomisine de katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda, bu çalışma sadece
elektrikli araçları ve içten yanmalı motorları karşılaştırmakla kalmamış, aynı zamanda araçların tahrik
yöntemlerinden kaynaklanan, dünyanın ekolojik dengesi üzerindeki etkiler hakkında da bilgi vermeyi
amaçlamıştır. Son olarak, çalışmada; hızla artış gösteren elektrik enerjisi tüketimine karşı bir alternatif olarak
ülkenin nükleer enerji politikasına da değinilmiştir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Engineering |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 7 Issue: 1 |