The article is devoted to the analysis of how two large narratives describing the historical and cultural heritage of the Northwest Caucasus — Kuban and Adygean — use strategies of memory and oblivion. Individual and collective memory (social memory, political memory) are not only in a mental relationship with oblivion — they jointly determine the rhythms of our consciousness. Moreover, it is not remembrance, but oblivion that serves as the main modus of life for man and society. Forgetting is a general name for a significant number of strategies aimed at silence, concealment, erasure, rewriting, loss. But oblivion also makes possible the incomplete concealment of the past, its return to individual and collective memory (Ricoeur). It is very important to understand not only how memory works and remembering occurs, but also how oblivion shapes our historical memory. Turning to oblivion is inevitable with historical trauma, which splits the memory of the victors and the vanquished. Classics of the theory of historical memory note that the vanquished write history better than the victors: their historiography turns out to be more complex and meaningful. The statist, official narrative objectifies the event in such a way that its course is described correctly, but the meaning and context are completely ignored. The historical trauma of 1864 turned out to be stronger than the structures of imposed political memory. The presence of a strong common experience caused by war and ethnic cleansing unites people more than triumphs and borders (Renan, Assmann). The Kuban historical and cultural heritage is formed through direct operations of concealment and ignoring, which give rise to the mythology of a wasteland or terra nulius. The modern memory policy should not be in open conflict with history (as a field of scientific knowledge) and must provide a prominent place for local and group histories in general history.
Makale, Kuzeybatı Kafkasya’nın tarihsel ve kültürel mirasını tanımlayan iki büyük anlatı olan Kuban ve Adige anlatılarının hafıza ve unutma stratejilerini nasıl kullandıklarını analiz etmeye odaklanmaktadır. Bireysel ve kolektif hafıza (sosyal hafıza, politik hafıza), unutma ile yalnızca zihinsel bir ilişkide olmakla kalmaz, aynı zamanda bilincimizin ritimlerini ortaklaşa belirler. Dahası, insan ve toplum için esas yaşam modu hatırlama değil, unutmadır. Unutma; sessizlik, gizleme, silme, yeniden yazma, kaybetme gibi çok sayıda stratejiye verilen genel bir addır. Ancak unutma, geçmişin tam anlamıyla gizlenmemesi ve bireysel ya da kolektif hafızaya geri dönmesini de mümkün kılar (Ricoeur). Sadece hafızanın nasıl çalıştığını ve hatırlamanın nasıl gerçekleştiğini değil, aynı zamanda unutmamanın tarihsel hafızamızı nasıl şekillendirdiğini anlamak da çok önemlidir. Tarihsel travma ile unutmaya yönelmek kaçınılmazdır; bu, galiplerin ve mağlup olanların hafızasını böler. Tarihsel hafıza teorisinin klasiklerine göre, mağlup olanlar tarihi galiplerden daha iyi yazarlar: onların tarih yazımı daha karmaşık ve anlamlı olur. Devletçi, resmi anlatı, olayları öyle bir nesnelleştirir ki, olayların akışı doğru şekilde tarif edilir ancak anlam ve bağlam tamamen göz ardı edilir. 1864 tarihsel travması, dayatılan politik hafıza yapılarına göre daha güçlü çıkmıştır. Savaş ve etnik temizlikten kaynaklanan güçlü ortak deneyim, zaferlerden ve sınır çizgilerinden daha fazla insanları bir araya getirir (Renan, Assmann). Kuban’ın tarihsel ve kültürel mirası, bir tür ıssız alan ya da terra nullius mitolojisini doğuran gizleme ve görmezden gelme operasyonlarıyla şekillenir. Modern hafıza politikası, tarih (bir bilim alanı olarak) ile açık bir çatışma içinde olmamalı ve genel tarih içinde yerel ve grup tarihlerine belirgin bir yer sağlamalıdır.
tarihi ve kültürel miras tarihsel hafıza tarihsel travma yıkıcı unutma koruyucu unutma boş toprak mitolojisi palimpsest
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Cultural Studies (Other) |
Journal Section | Araştırma Makaleleri |
Authors | |
Publication Date | December 9, 2024 |
Submission Date | November 6, 2024 |
Acceptance Date | November 14, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 14 Issue: Özel Sayı |