Bireyin, yaşam boyunca sosyal ilişkilerinde bir takım problemlerle karşılaşması son
derece doğaldır. Bireyin bir hedefe ulaşabilmek için karşılaştığı sorunlara yönelik çaba
sarf etmesi, problem çözme sürecinin başladığı anlamına gelmektedir. Bununla birlikte,
bireyin kişilik özellikleri ve problem durumuna bakış açısına göre problem çözme
eğilimleri de farklı olabilir. Problem çözme, Heppner ve Petersen (1982) tarafından
problemlerle veya problem durumu ile başa çıkmak olarak tanımlanmaktadır. Problem
çözme sürecinde, bireyin iletişimi, düşünme stilleri, empati kurma becerisi, eleştirel,
analitik ve yaratıcı bakış açıları önemlidir (Isaksen, Dorval & Treffinger, 2011; Nacar,
2010). İnsan ilişkilerinde ortaya çıkan sorunların sonucunda ortaya çıkan kişilerarası
problemlerin (Horowitz 2004) çözüm sürecinde, bireylerin yönelim ve yaklaşım
farklılıklarından dolayı, kişilerarası problem çözme sürecinde, bireylerin geri çekilme,
yatıştırma, güç kullanma, uzlaşma ve yüzleşme şeklinde farklı stratejiler
kullanabilecekleri belirtilmektedir (Johnson ve Johnson, 1995). Çam ve Tümkaya (2007,
2008) kişilerarası problem çözme sürecini lise ve üniversite öğrencileri örnekleminde,
probleme olumsuz yaklaşım, yapıcı problem çözme, kendine güvensizlik, sorumluluk
almama ve ısrarcı-sebatkâr yaklaşım boyutlarında incelemektedirler. Probleme olumsuz
yaklaşım, kişilerarası bir problemle karşılaşıldığında yaşanan çaresizlik, karamsarlık ve
üzüntü gibi yoğun olumsuz duygu ve düşüncelerle ilgilidir. Yapıcı problem çözme,
kişilerarası bir problem yaşandığında bireyin etkili ve yapıcı biçimde problemi çözmesine
katkı sağlayan duygu, düşünce ve davranışlarla ilişkilidir. Israrcı-sebatkâr yaklaşım
bireyin kişilerarası ilişkilerinde problem çözümü için ısrarla çaba harcamasını ortaya
koymaktadır. Kendine güvensiz yaklaşım bir problemi çözebilme konusunda bireyin
sahip olduğu güven eksikliğini; sorumluluk almama ise problem çözme konusundaki
sorumluluk üstlenmemeyi ifade etmektedir (Çam & Tümkaya, 2007).
The purpose of this study was to investigate the interpersonal problem solving approaches
and locus of control levels on a basis of different variables, to determine whether or not there
was a significant relationship between interpersonal problem solving approaches and locus of
control, and to reveal whether or not locus of control and gender significantly predicted the
interpersonal problem solving approaches. A total of 262 candidate teachers studying at
university level constituted the study group of the research. Interpersonal Problem Solving
Inventory and Locus of Control Scale were used while collecting research data. In the analysis,
Pearson product-moment correlation coefficients technique, independent samples t-test
technique and Simultaneous Multiple Regression Analysis test technique were applied. As a
result of the research, it was found that there was a significant relationship between foreign
language teacher candidates’ interpersonal problem solving approaches and locus of control,
and that the variable of gender differentiated at the lack of self-confidence sub-dimension of
interpersonal problem solving approaches. Furthermore, it was revealed that locus of control
predicted the approaching problems in a negative way. Constructive problem solving, lack of
self-confidence, and insistent-persevering approach dimensions of the interpersonal problem
solving approaches, and the variable of gender, in addition to locus of control, only had an
explanatory effect on the lack of self-confidence dimension.
: Foreign language teacher candidates Interpersonal problem solving approaches Locus of control
Other ID | JA67ZV28CU |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 5 Issue: 1 |