As living areas, cities are human ecosystem in where many cultural and natural aspects located together and mutually interacted. Both natural conditions like air, soil, water, plants and socioeconomic activities -that need to be enhanced for economic development- like tourism, industry, trade, transportation, take place in the same area and as the one between the other. This system is named as urban ecosystem depends on the harmony and balance between tha natural and cultural factors which are the components of the urban ecosystem. After the industrial revolution, the urbanization process, started in today’s developed countries has outspreaded all over the world, especially after The Second World war. However, there are enormous differences between the urbanization levels of developed and underdeveloped countries, United Nation population projections claim that in the foreseeable future urban population rates in developing and underdeveloped countries will increase more rapidly.
Rapidly growing urbanization in the world brings lots of discussions up like environmental carrying capacity, urban livability and urban vulnerability; therefore the number of the urban ecologic studies increases. Urban ecology studies which investigate cities as human ecosystems are the result of that
period. Researches concerned with urban ecology are under obligation to combine different perspectives of many disciplines like earth sciences, biology, planning, landscape architecture, sociology, economy, geography, politic sciences etc. through multi dimensional.
Urban ecology is a concept that supports and prioritizes “urban productivity”, “conservation”, “reproduction” and “utilization” during planning new urban areas and considers environmental sensibility for urban economic development. Briefly, urban ecology is the planning of urban growth through ecologic approach. This means that urban ecology can be defined as all actions that gain to create healthy and livable life units in existing urban areas.
The livable urban concept equals to concentration of many or all conditions regarded as life quality, in cities. It equals to healthy environmental conditions and life quality that people need them in their daily lives in the city. Today, researchers are compelled by some negative events like destructive effects of urbanization on natural conditions likewise devastating effects of blasted environment on public health and human activities to rethink “urban ecology” and “livable city”.
Urban ecological researches overlaps with modern approaches in urban geography. This proceeding assessts the concepts of “urban ecology” and “livable cities”from the point of view of urban geography and questions their place in geographical approaches in a wider context.
Key words: urban ecology, geography, urban environment, human ecology, livable city.
Bir yaşam alanı olarak kentler, doğal ve kültürel birçok unsurun bir arada ve karşılıklı etkileşim içinde bulunduğu insan ekosistemleridir. Bir yandan hava, toprak, su, bitki gibi doğal çevre koşulları, diğer yandan da ekonomik kalkınma için sürekli geliştirilmek zorunda olan ulaşım, ticaret, sanayi, turizm gibi sosyo-ekonomik faaliyetler aynı alanda ve iç içe geçmiş durumdadır. Kent ekosistemi olarak adlandırılan bu yapının sağlıklı işleyişi, yine bu ekosistemin bileşenleri olan doğal ve kültürel unsurların birbiriyle uyumuna ve aralarındaki dengeye bağlıdır. Sanayi devriminin ardından, günümüz gelişmiş ülkelerinde başlayan hızlı kentleşme süreci, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında tüm dünya ülkelerine yayılmıştır. 20. yüzyılın başlarında Dünya genelinde %7 olan kentleşme oranı sürekli artarak 1950’de % 29,1’e ulaşmış, 2007’de ise % 50’leri aşmıştır.
Dünyada kentleşmenin bu denli hızlı seyri, beraberinde kent alanlarının “çevresel taşıma kapasiteleri” ve “kentlerin yaşanabilirliği” kavramlarını gündeme getirmiş ve dolayısıyla bu konudaki disiplinler arası araştırmalar artmaya başlamıştır. Kentleri birer insan ekosistemi olarak inceleyen kentsel ekoloji araştırmaları da tam bu dönemin ürünü olup; yer bilimleri, biyoloji, planlama, sosyoloji, ekonomi, politik bilimler gibi birçok disiplinin bakış açılarını birleştirmekte ve bütüncül bir yaklaşımı savunmaktadır.
Kentsel ekoloji, kentlerin yeni gelişen alanlarının planlanmasında çevresel duyarlılıkları dikkate alan, kentsel ekonomik kalkınma modeli içinde “kentsel verimliliği”, “üretkenliği”, “korumayı” ve “yeniden kullanımı” destekleyen yöntem ve uygulamalara öncelik veren bir yaklaşımdır. Kentsel ekoloji, mevcut kent alanları içinde sağlıklı ve yaşanabilir yaşam adacıkları yaratma çabalarının bütünü olarak da tanımlanabilir. Kısaca kentsel ekoloji, kentsel büyümenin ekolojik yaklaşımla planlanmasıdır.
Yaşanabilir kent kavramı ise kentlerdeki yaşam kalitesini açıklayan koşulların birkaçının ya da tamamının aynı kentte toplanması durumudur. Kentler için yaşanabilirlik, kentte yaşayanların günlük yaşamı içinde ihtiyaç duydukları sağlıklı çevresel şartların ve yaşam kalitesinin karşılığıdır. Günümüzde kentleşmenin doğal koşullar üzerindeki olumsuz etkisinin şiddetlenmesi, benzer şekilde kent içindeki çevresel bozulmaların insan sağlığı ve etkinlikleri üzerindeki etkilerinin artması gibi negatif gelişmeler, araştırmacıları “kentsel ekoloji ve yaşanabilir kent” kavramı üzerinde çok boyutlu düşünmeye ve sorgulamaya itmektedir. Kentsel ekoloji araştırmaları, içerik ve yöntem olarak benimsenen nedensellik ve sonuçların mekanla ilişkilendirmesi açısından, kentlerin coğrafi bir yaklaşımla analiz edilmesinden başka bir şey değildir. Bu yönüyle kentsel ekoloji araştırmaları, bir bakıma modern kent coğrafyası araştırmalarıdır. Bu makalede, kentsel mekan analizi olarak da tanımlayabileceğimiz “kentsel ekoloji ve yaşanabilir kent” kavramları, kent coğrafyası yaklaşımı ile yeniden değerlendirilecek ve bu kavramların coğrafi yaklaşım içindeki yeri sorgulanacaktır.
Anahtar kelimeler: kentsel ekoloji, coğrafya, kentsel çevre, insan ekolojisi, yaşanabilir kent.
kentsel ekoloji coğrafya kentsel çevre insan ekolojisi yaşanabilir kent
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2009 |
Gönderilme Tarihi | 28 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 18 Sayı: 1-2 |