This article analyzes the United Arab Emirates’ (UAE) foreign policy toward Iran within the theoretical framework of neoclassical realism. Iran’s nuclear activities, regional influence, and sectarian expansion are perceived by the UAE as systemic threats; however, this perception is shaped not only by power balances in the international system but also by unit-level factors such as domestic political structures, leadership memory, and regime security. The central question of the article is why the UAE, a relatively small state, pursues such a proactive and at times aggressive foreign policy toward Iran. The main claim advanced in this context is that the UAE’s policies toward Iran are determined not only by systemic pressures but also by internal security concerns and leadership perceptions. Based on the security-centered threat perception of the decision-making elite under Mohammed bin Zayed, the analysis incorporates Iran’s proxy actors, its “Shia Crescent” strategy, and its nuclear program alongside regime sensitivities. Drawing on diplomatic documents, media analyses, decision-makers’ discourses, and contemporary academic literature, the findings reveal that the UAE’s foreign policy toward Iran is not merely a balancing strategy but also a comprehensive security doctrine aimed at safeguarding internal political cohesion.
Bu makale, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) İran’a yönelik dış politikasını neoklasik realizm kuramsal çerçevesiyle analiz etmektedir. İran’ın nükleer faaliyetleri, bölgesel etkisi ve mezhepsel yayılımı, BAE tarafından sistemik bir tehdit olarak algılanmakta; ancak bu algı, yalnızca uluslararası sistemdeki güç dengeleriyle değil, aynı zamanda iç siyasi yapı, liderlik hafızası ve rejim güvenliği gibi birim düzeyindeki etkenlerle de şekillenmektedir. Makalenin temel sorunsalı, görece küçük bir devlet olan BAE’nin İran’a karşı neden bu denli proaktif ve zaman zaman agresif bir dış politika izlediğidir. Bu çerçevede ileri sürülen temel iddia, BAE’nin İran politikalarının yalnızca sistemsel baskılarla değil, aynı zamanda içsel güvenlik kaygıları ve lider algılarıyla da belirlendiğidir. Muhammed bin Zayed liderliğindeki karar verici elitin güvenlik merkezli tehdit algısı temel alınarak yapılan analizde; İran’ın vekil aktörleri, “Şii Hilali” stratejisi ve nükleer programı gibi unsurlar, rejimsel hassasiyetlerle birlikte ele alınmıştır. Diplomatik belgeler, medya analizleri, karar alıcı söylemleri ve güncel akademik literatürden yararlanılarak ulaşılan bulgular, BAE’nin İran’a yönelik dış politikasının yalnızca bir dengeleme stratejisi değil, aynı zamanda iç politik bütünlüğü korumaya dönük bütüncül bir güvenlik doktrini olduğunu ortaya koymaktadır.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Middle East Studies |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Publication Date | October 30, 2025 |
| Submission Date | July 23, 2025 |
| Acceptance Date | September 27, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: 4 |