Sanat felsefesi tarihinin en köklü mirası olarak görülebilecek güzellik, yüzyıllardır felsefi tartışmalarının önemli bir kavramı olagelmiştir. Güzelliğin tarihi, aynı zamanda bir kültürün sanata nasıl baktığının da tarihidir. Bu kavramın felsefi tartışmalarda yerini koruyor olmasında, kavramın ilk kullanıldığı andan itibaren pek çok farklı kavramı çağrıştırmasının, kavramın belirsizliğinin ve neyin güzel olduğu konusunda bir uzlaşıya varmanın güçlüğünün etkisi büyüktür. Sanatın tanımını yaparken güzelliğin ne kadar önemli olduğunun anlaşılabilmesi, güzelin tarihsel süreçte nasıl anlam değişikliğine uğradığını belirlemekle mümkündür. Günümüz sanatını güzel üzerinden tanımlama imkânı olup olmadığı meselesine dair yürütülen çalışmaları netleştirebilmek adına, Antik Yunan’dan itibaren güzelliğe bakış açısında ne gibi farklılıkların meydana geldiğini tespit etmek önemli bir başlangıç noktasıdır. Antik Yunan’dan itibaren sanatın merkezi konumunda olan güzellik, 19. yüzyılın sonuna kadar bu görüşün sorgulanmasını gerektirecek eserler tarih sahnesinde görülmediğinden bu görüşün aksini düşünme gereği hissedilmez. 18. yüzyıldan itibaren, sanatı tanımlama aracı olan güzelin yanına Kant yüce kavramını, sonraki yüzyılda ise Schiller, Hegel, Rosenkranz gibi isimler çirkin kavramını ilave ederek bu kavramı zenginleştirilmeye başlasalar da bu girişimler, sanat eserlerinin güzellik üzerinden değerlendirilmesi fikrinde çarpıcı bir değişikliğe neden olmaz. Bu yeni kavramların yarattığı etki, güzelliğin baskın bir görüş olması durumunun daha esnek hâle gelmesidir. Ancak Modernizmle sanatçıların güzel kavramıyla açıklanması mümkün olmayan eserler üretmesi ve Çağdaş Sanatla güzelliğin zaman içerisinde Danto’nun ifadesiyle fobiye dönüşmesi (kalliphobia), bugünün sanatını nasıl değerlendirebileceğimiz sorusunu sormamıza neden olur. Bu sorgulamada Wittgenstein’ın sanatın güzel, hoş vb. sıfatlar aracılığıyla tanımlanamayacağı düşüncesini ortaya atmasının rolü büyüktür. Bugün sanatını, eser-gerçeklik sınırlarının ortadan kalktığı, çoğulcu, özgür, karmaşık bir sanat dünyası içerisinde sadece güzel üzerinden açıklamak artık olası değildir. Makalenin bütününde bu dönüşüm sürecinin neden ve nasıl gerçekleştiği mercek altına alınarak günümüz sanatının nasıl değerlendirilebileceği meselesi irdelenmiştir.
Beauty, which can be regarded as the most deeply rooted legacy of the history of the philosophy of art, has been an important concept in philosophical debates for centuries. The history of beauty is also the history of a culture's view of art. The fact that this concept has maintained its place in philosophical debates is largely due to the fact that the concept has evoked many different concepts since its first use, the ambiguity of the concept and the difficulty of reaching a consensus on what is beautiful. It is possible to understand the importance of beauty in defining art by determining how the meaning of beauty has changed in the historical process. In order to clarify the studies carried out on the issue of whether it is possible to define contemporary art through beauty, it is an important starting point to determine what kind of differences have occurred in the view of beauty since Ancient Greece. Since beauty, which has been at the centre of art since Ancient Greece, was not seen on the stage of history until the end of the 19th century, there is no need to think otherwise. From the 18th century onwards, Kant added the concept of the sublime to the concept of beauty as a means of defining art, and in the following century, names such as Schiller, Hegel and Rosenkranz began to enrich this concept with the concept of the ugly, but these attempts did not lead to a striking change in the idea of evaluating works of art through beauty. The effect of these new concepts is that the dominant view of beauty becomes more flexible. However, with Modernism, artists create works that cannot be explained by the concept of beauty and with Contemporary Art, beauty turns into a phobia (calliphobia) in time, as Danto puts it, which leads us to ask the question of how we can evaluate today's art. Wittgenstein's idea that art cannot be defined through adjectives such as beautiful, pleasant, etc. plays a major role in this question. It is no longer possible to explain today's art only in terms of beauty in a pluralistic, free, complex art World, in which the boundaries between work and reality have disappeared. In the entire article, the issue of how contemporary art can be evaluated by scrutinizing why and how this transformation process has taken place is examined.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Contemporary Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 24, 2024 |
Publication Date | |
Submission Date | October 3, 2024 |
Acceptance Date | October 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 7 Issue: 2 |
Journal of Karamanoğlu Mehmetbey University Faculty of Letters is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.