Beliefs and traditions compel people to carry out a kind o f procedures which necessitate a kind o f customs in cultural structure frame by starting from antenatal period. These traditions which start in antenatal period extend until postpartum period. O fthe practices aiming at "albasması" or "kırk basması", it is seen that practices such as not leaving puerpera and newborn alone, stayingforty days at home and accommodating guests in a different room at home are effective in terms o f health protection and social support when evaluated for health conditions. The last ceremony made on the fortieth day after delivery is called "kırklama". "Kırklama" is a ritual which is made in a happy manner for recovering risky period and it is a common practice in our society. İt is known that "kırklama" ceremonies do not have any harm on puerperal and infant and provides psychological relief in terms o f family. However traditional attitudes and beliefs are supportive for maintaining in solving health issues, but they mustn't be the only alternative. Nurses and midwives should be considered completely with the environment in which woman lives and features ofthis environment for the çare provided in pregnancy, delivery and postpartum period to be effective and suitable for necessity. Health Services should be suitable for contemporary medical process as well as cultures.The aim o f this review, is to make avvareness about knovving reflections traditional beliefs and practices such as "albasması", "kırk basması" and "kırklama" which affect mother and child health currently in different cultures and supporting these which are not harmful in intercultural nursing/midvvifery approaches
İnançlar ve gelenekler insanları gebelik öncesinden başlayarak kültürel yapı çerçevesinde bir takım âdetlerin gerektirdiği işlemleri yerine getirmeye zorlamaktadır. Gebelik öncesi dönemde başlayan bu gelenekler lohusalık sonrasına dek uzanmaktadır. Albasması ya da kırk basmasına yönelik yapılan uygulamalardan lohusa ve yenidoğanın yalnız bırakılmaması, 40 gün dışarı çıkarılmaması ve eve ziyarete gelenlerin ayrı bir odada ağırlanması gibi uygulamaların, sağlık açısından değerlendirildiğinde hastalıklardan korunma ve sosyal destek açısından etkili olduğu görülmektedir. Doğumdan sonraki kırkıncı günde anne ve bebek için yapılan son tören "Kırklama"dır. Kırklama anne ve çocuğun riskli olan bu dönemi atlatmasının verdiği sevinçle yapılan bir tören olup toplumumuzda yaygın olan bir uygulamadır. Kırklama törenlerinin lohusaya ve yenidoğana bir zararı olmadığı, aile açısından psikolojik rahatlık sağladığı bilinmektedir. Ancak geleneksel tutum ve inanmalar sağlık sorunlarının çözümünde ailesel ve sosyal dinamikler açısından bireyin iyilik halinin devamı için destekleyici olmakla birlikte tek başına bir alternatif olmamalıdır. Ebe ve hemşireler gebelik, doğum ve doğum sonu dönemlerde sundukları bakımın etkili ve gereksinime uygun olması için kadını içinde yaşadığı çevre ve bu çevrenin özellikleri ile bir bütün olarak ele almalıdır. Sağlık hizmetlerinin, çağdaş tıp anlayışına uygun olduğu ölçüde kültürlere de uygun olması gereklidir.Bu derlemenin amacı, günümüzde hala devam eden ve ana/çocuk sağlığını etkileyen albasması, kırk basması ve kırklama gibi geleneksel inanç ve uygulamaların farklı kültürlerdeki yansımaları ve zararlı uygulamaların bilinmesi, zararlı olmayanların ise kültürlerarası ebelik/hemşirelik yaklaşımlarında desteklenmesi konusunda farkındalık yaratılmasıdır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Özgün Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 30 Sayı: 1 |