İntifa bir şeyden faydalanmayı, vakıflarda intifa ise vakfedilen bir mal üzerinde bir başkasının yararlanma hakkını ifade etmektedir. Vakıflarda intifa ya aynı ile intifa veya geliri ile intifa şeklinde olmaktadır. Aynı ile intifa, vakıf cami, mektep, medrese ve köprü gibi hayrâttan halkın doğrudan faydalanması; geliri ile intifa ise vakıf bedesten, han, hamam ve dükkân gibi akarların gelirleriyle lıayrât kurumlarının giderlerinin karşılanmasıdır. Bazı vâkıflar, kurdukları vakıfların gelirlerinin bir kısmını ailelerine veya yakınlarına şart koşmuşlardır. Ayrıca bu vâkıtlar, vakıflarının yönetimlerini de nesilden nesile geçecek şekilde, yine kendi evladına veya bir yakınının evladına geçecek şekilde tanzim etmişlerdir. İntifalı vakıflar, mazbut hâle getirilişlerine kadar, mütevellileri tarafından vâkıtlarının şartları doğrultusunda yönetilmişlerdir. İntifah vakıfların mazbut vakfa dönüştürülmesinden sonra devlet ile intifa hakkı sahipleri arasında “intifa hakkı meselesi” ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine, vakıflarda intifa lıakkınm' çerçevesi, 1936 yılında çıkarılan 2762 sayılı “Vakıflar Kanunu” ile belirlenmiş, 1938 yılında da yürürlüğe konulmuştur. Bu araştırmada, Türkiye’de “vakıfların intifa hakkı” uygulaması “Adana Örneği” ile incelenmiştir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 23 Issue: 2 |