Öz
Dil, bir topluluğun tarihini, kültürel birikimini ve toplumsal hafızasını yansıtan önemli bir yapıdır. Toplumun deneyimleri, değerleri ve dünya görüşü dil aracılığıyla biçimlenir ve kuşaktan kuşağa aktarılır. Bu aktarımda en temel unsur ise, dilin taşıyıcısı olan söz varlığıdır. Söz varlığı, yalnızca iletişim amacıyla kullanılan bir ögeler bütünü değil, aynı zamanda toplumun tarihsel hafızasını yansıtan bir yapıdır. Her bir kelime, ait olduğu topluluğun geçmişine dair izler taşır ve bu izler, dilin belleği olan söz varlığı aracılığıyla çözümlenebilir.
Türk toplulukları tarih boyunca geniş bir coğrafyada hareketlilik göstermiş; bu hareketlilik, Türk dilinin farklı coğrafyalarda çeşitlenmesine ve yerel lehçelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu çeşitlilik, dilin tarihsel gelişimini anlamak açısından önemli veriler sunar. Bu süreci izleyebilmek için özellikle Eski Türkçe dönemine ait kaynaklara ve bu dönemde kullanılan dil özelliklerine başvurmak gereklidir.
Bu bağlamda, mevcut çalışmada detaylıca incelenen Altunköprü ağzı, belirgin ölçüde tarihsel nitelikler taşıyan seçkin bir ağız örneği olarak öne çıkmaktadır. Söz konusu ağızda tespit edilen bazı sözcükler hem ses bilimsel yapıları hem de anlamsal derinlikleri açısından Eski Türkçedeki özgün biçimleriyle kayda değer benzerlikler sergilemektedir. Bu durum, Altunköprü ağzını, karşılaştırmalı tarihî dil araştırmaları ve etimolojik incelemeler açısından son derece dikkate değer ve eşsiz bir örnek konumuna getirmektedir.
Altunköprü ağzında gözlemlenen bu zengin veriler, yalnızca dilin tarihsel bir çözümleme aracı olarak değil, aynı zamanda çağdaş Türkçenin güncel yapısal özelliklerinin izlerini sürmek açısından da büyük bir önem taşımaktadır. Nitekim, bir dilin bugünkü karmaşık yapısını ve işleyişini tam anlamıyla kavramak, onun uzun tarihsel süreç içinde geçirdiği evreleri ve dönüşümleri derinlemesine anlamakla doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, Altunköprü ağzına yönelik yapılacak titiz ve ayrıntılı çözümlemeler hem Türkçenin tarihsel gelişimini somut belgelerle ortaya koymak hem de çağdaş dil kullanımındaki bazı yapısal ögelerin kökenini aydınlatarak dil bilim alanına değerli ve özgün katkılar sunacaktır.
Language is a crucial structure that reflects a community's history, cultural accumulation, and social memory. A society's experiences, values, and worldview are shaped through language and passed down from generation to generation. The most fundamental element in this transmission is vocabulary, the carrier of language. Vocabulary isn't just a collection of elements used for communication; it's also a structure that mirrors a society's historical memory. Each word carries traces of the community's past, and these traces can be analyzed through vocabulary, the very memory of language.
Throughout history, Turkish communities have shown great mobility across vast geographies. This movement has led to the diversification of the Turkish language in different regions and the emergence of local dialects. This diversity offers significant data for understanding the historical development of the language. To trace this process, it's essential to consult sources from the Old Turkish period and the linguistic features used during that time.
In this context, the Altunköprü dialect, thoroughly examined in this study, stands out as a distinctive dialect example carrying notable historical characteristics. Some words identified in this dialect show considerable similarities in both their phonological structure and semantic depth with their original forms in Old Turkish. This makes the Altunköprü dialect a highly noteworthy and unique example for comparative historical linguistics research and etymological investigations.
The rich data observed in the Altunköprü dialect isn't just a tool for historical analysis; it also holds great importance for tracing the current structural features of contemporary Turkish. Indeed, fully grasping a language's complex structure and function today is directly related to understanding the stages and transformations it has undergone throughout its long historical process. Therefore, meticulous and detailed analyses of the Altunköprü dialect will offer valuable and original contributions to the field of linguistics, both by documenting the historical development of Turkish and by shedding light on the origins of certain structural elements in modern language use.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | South-West (Oghuz) Turkic Dialects and Literatures |
Journal Section | Sayı |
Authors | |
Publication Date | August 30, 2025 |
Submission Date | July 31, 2025 |
Acceptance Date | August 5, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 14 Issue: 41 |
It publishes articles in Turkish in the fields of Educational Sciences and Social Sciences. The journal reaches libraries in Türkiye and abroad in printed form, and its electronic copy is scanned by many indexes.