Problem
Durumu: Üstün
zekalıların eğitimi son dönemde üzerinde titizlikle çalışılan konulardan birisi
olmuştur. Özellikle üstün zekalıların tanılanması, eğitim süreçlerindeki
farklılaştırmalar, üstün zekalı öğrencilere eğitim verecek öğretmenlerin
özellikleri ve eğitilmeleri vb. gibi konular daha çok ön plana çıkmaktadır.
Üstün zekalıların yaşıtlarına göre daha ileride olan kavrayış düzeyleri, üst
düzey düşünme becerilerini çok daha erken yaşta, etkili kullanabilmelerini
sağlamaktadır. Üstün zekalı öğrencilerin sahip oldukları bu beceriler ile
birlikte ileri derecede sahip oldukları içsel merakları da özellikle Fen
bilimleri derslerinde daha çok ortaya çıkmakta ve güdülenmektedir. Fen
bilimleri dersleri üstün zekalı öğrencilerin dünyaya dair meraklarını ve
ilgilerini bilimsel araştırmalar ile giderebilecekleri önemli derslerden
biridir. Bu bağlamda üstün öğrencilerin sahip oldukları meraklarını
güdüleyerek, onlara bu merak ve ilgilerini sürdürebilecekleri ve bu konularda
gerekli öğrenmeleri sağlayabilecekleri öğrenme ortamlarının sağlanması
gerekmektedir. İhtiyaçları olan, etkili öğrenme ortamlarının sağlanmasında en
etkili rolü öğretmenler üstlenmektedir.
Öğretmenlerin sahip olduğu derse
yönelik ilgi, tutum ve öz yeterlik algılarının öğrencilerin dersteki başarı,
ilgi ve tutumlarını etkilediği düşünüldüğünde öğretmenlerin o derse yönelik
sahip olduğu ilgi, tutum ve öz yeterlik algılarının da belirlenmesi önemlidir.
Bireyin farklı durumlarla baş etme, belli bir etkinliği başarma yeteneğine,
kapasitesine ilişkin kendini algılayışı olarak tanımlanan öz yeterlik algısı,
kişisel öz-yeterlik algısı ve sonuç beklentisi olmak üzere iki alt boyuta
sahiptir. Kişisel öz-yeterlik inancı kişinin istediği bir sonucu yaratabilmek
için gerekli davranışları başarıyla gösterip gösteremeyeceğine ilişkin
inancıdır. Sonuç beklentisi ise, kişinin yaptığı bir davranışın hangi sonuçları
doğurabileceğini yaklaşık olarak tahmin edebilmesidir. Bilimsel tutum ise bireyin bilim ile ilgili
sahip olduğu olumlu ve olumsuz duygular olarak tanımlanmaktadır. Yüksek öz
yeterlik algısına ve pozitif tutuma sahip olan öğretmenlerin ise, öğrencilerin
ihtiyaç duyduğu eğitim ortamlarını hazırlama ve etkili öğrenmenin sağlanma
noktasında çok daha başarılı olduğu belirtilmektedir. Bu yüzden öğretmenlerin
ya da öğretmen adaylarının sahip olduğu tutum ve öz yeterlik algılarının
belirlenmesi ve bu özellikleri geliştirecek ortamların, etkinliklerin ya da
eğitimlerin hazırlanması önemlidir.
Araştırmanın
Amacı: Bu bağlamda
çalışmanın amacı, üstün zekalılar öğretmenliği adaylarının Fen öğretimine
yönelik öz yeterlik inançları ile bilimsel tutumlarının farklı değişkenlere
(cinsiyet, sınıf düzeyi vb.) göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak
ve bu iki değişken arasındaki (Fen öğretimine yönelik öz yeterlik inancı ile
bilimsel tutum) ilişki düzeyini belirlemektir.
Araştırmanın Yöntemi: Çalışma ilişkisel tarama modelinde
yapılandırılmıştır. Korelasyon türü ilişkisel taramada, ilişki aramalarda
değişkenlerin birlikte değişip değişmedikleri, bir değişme varsa, bunun nasıl
olduğu öğrenilmeye çalışılır. Çalışma grubunu, 55’i kız ve 35’i erkek üstün
zekalılar öğretmenliği lisans programına devam eden 90 öğrenci
oluşturmuştur. Veriler Bilimsel Tutum
Ölçeği ve Fen Öğretimi Öz Yeterlik İnanç Ölçeği ile toplanmıştır. Bilimsel
Tutum Ölçeği için yapılan geçerlik ve güvenirlik analizleri sonucunda, ölçeğin
cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0.76 olarak bulunurken; mevcut çalışma için
cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0.70 bulunmuştur. Fen Öğretimi Öz Yeterlik
İnanç Ölçeği “Fen Öğretiminde Kişisel Öz Yeterlik İnancı (FÖKÖYİ)” ve “Fen
Öğretiminde Sonuç Beklentisi (FÖSB)” olmak üzere iki alt boyuttan oluşmaktadır.
Ölçeğin orijinal halindeki cronbach α katsayısı Fen Öğretiminde Kişisel Öz
Yeterlik İnancı ve Fen Öğretiminde Sonuç Beklentisi alt boyutları için sırası
ile 0.90 ve 0.76 olup mevcut çalışmada ise sırası ile 0.82 ve 0.68 olarak
bulunmuştur. Verilerin analizinde bağımsız gruplar için t testi, ANOVA ve
korelasyon analizleri kullanılmıştır.
Araştırmanın Bulguları: Araştırma bulgularından, üstün
zekalılar öğretmenliği adaylarının sahip olduğu bilimsel tutum puanlarına
bakıldığında, bilimsel tutum puanlarının cinsiyet açısından farklılık
göstermediği ve iyi düzeyde olduğu; sınıf değişkeni açısından her sınıf
düzeyinde de iyi olduğu ve sınıf düzeyi arttıkça bilimsel tutumun da olumlu
yönde arttığı ortaya koyulmuştur. Üstün
zekalılar öğretmenliği adaylarının Fen Öğretimi Öz Yeterlik İnançlarına
bakıldığında, Fen Öğretimine Yönelik Kişisel Öz Yeterlik alt boyutunun cinsiyet
açısından değişmediği; sınıf düzeyi arttıkça inancın da olumlu yönde arttığı
gözlenmiştir. Fen Öğretiminde Sonuç
beklentisi alt boyutuna bakıldığında ise hem cinsiyet hem de sınıf düzeyi
açısından farklılık olmadığı, puanların anlamlı olarak değişmediği,
“kararsızım” yani orta düzeyde kaldığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırma bulgularından,
öğrencilerin Bilimsel Tutum ve Fen Öğretimine Yönelik Öz Yeterlik İnançları
değişkenleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişkinin varlığı ortaya
koyulmuştur.
Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri: Araştırma
bulguları sonucunda, üstün zekalılar öğretmenliği adaylarının bilimsel
tutumlarını, lisans düzeyinde aldığı ve içeriği ile bilime/fene daha yakın olan
derslerinin içerikleri ile zenginleştirdiği ve her sınıf düzeyine alınan farklı
derslerle geliştirdiği söylenebilir. Üstün zekalı ve yetenekli öğrencilerin
sahip olduğu fen öğretimine yönelik öz yeterlik algıları bulgularından ise, öğrencilerin lisans düzeyinde fen öğretimi ile ilgili
istediği sonucu yaratabilmesi için gerekli davranışları başarı ile
gösterebileceğine inancının olduğu; fakat bu davranışları uyguladığında hangi
sonuçların ortaya çıkabileceğini tahmin etmesi noktasında sıkıntı yaşadığı
söylenebilir. Öğrencilerin teorik olarak yeterli bilgi ve becerilere sahip
olduğunu düşündüğü ama uygulama fırsatı bulamadığı için bu bilgi ve becerileri
uyguladığında nasıl bir sonuç ile karşılaşacağı noktasında sıkıntı yaşadıkları
söylenebilir. Bu bağlamda genel olarak öğrencilerin hem bilimsel tutumlarını hem de fen
öğretimi öz yeterlik inançlarını olumlu yönde geliştirecek, işbirlikli
çalışmaları da destekleyen, günlük hayattan seçilmiş, sorgulayıcı temelli olan
ve uygulama fırsatlarının sunulduğu eğitim ortamlarının hazırlanması
önerilmiştir.
Problem
Statement:
Education of gifted has attracted attention for a few decades. Components of
gifted education environments like identification, differentiation of teaching
processes, social-emotional characteristics of gifted students and educating
teachers of gifted students etc. have been studied in different studies. Gifted
students have different learning needs apart from their pers. So teachers of
gifted students should master on characteristics of gifted students and
learning needs of them. Gifted students have intrinsic interest and motivation
toward science and these students need their teachers to guide them
effectively. So their teachers should have positive viewpoint and attitudes
about science.
Purpose
of the Study: The purpose of this study is to explore the
pre-service gifted education teachers’ self-efficacy toward science teaching
and scientific attitudes based on different variables (gender, grade level,
etc.) and to assert the relationship between self-efficacy and scientific
attitude.
Method: The general model of the research was a
quantitative study, and ninety undergraduate students in the Gifted Education
program were voluntarily participated in this study. The data were collected by
the use of Scientific Attitude Inventory and the Science Teaching Efficacy
Belief Instrument. The researcher used an unpaired t-test, analysis of variance
and a correlation method to analyze the data.
Findings
and Results:: The results indicated that there were
significantly positive correlations between grade level and scientific attitude
and participants’ self-efficacy skills for science teaching. In other words,
students in higher grade levels show better self-efficacy and scientific
attitudes for science teaching than students in lower grades. Additionally,
even though the total of self-efficacy points toward science teaching were
increased, the outcome expectancy points toward science teaching were not
significantly increased.
Conclusions and Recommendations: It is concluded that pre-service
gifted teachers’ scientific attitudes and self-efficacy toward scince teaching
affect each other and correlate positively. In this regard, educational
settings that provide effective opportunities to positively increase students’
both self-efficacy beliefs toward science teaching and scientific attitudes
should be organized.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 15 Issue: 59 |