Problem Durumu: Vardarlı’ya
(2005) göre öz yeterlik, benlik sisteminin edilgin bir özelliği ya da
belirleyicisi değil, bireyin bir işi yapabilme yeterliğinin, yaptığı işlerdeki
başarılarının, güdülerinin ve özdüzenleme mekanizmaları gibi benlik sistemini
oluşturan diğer öğelerin bileşkesinden oluşan devingen bir yönüdür. Öz yeterlik
yeteneklere olan inanca dayanır; amaçlara ulaşmak için gerekli bir davranışı
düzenleyip ortaya koyabilmek için gereklidir; bireyin belirli bir durumda ya da
sorun karşısında başarılı olup olmayacağına ya da bununla nasıl başa çıkacağına
ilişkin kişisel görüşünü/inancını oluşturur (Bıkmaz, 2004; Hamurcu, 2006;
Özçelik ve Kurt, 2007; Tuckman, 1991). Öz yeterlik algıları, kişilerin
duygularını, düşüncelerini, güdülerini ve davranışlarını belirleyici bir etkiye
sahiptir ve eğitimde üzerinde durulması gereken önemli özelliklerdendir
(Bandura, 1994; Aşkar ve Umay, 2001). Olumlu öz yeterlik beklentisi, bireyin
güdülenme derecesini artırmakta, yeni ve zor görevlerle başa çıkabilmesini
sağlamakta, onu çaba harcamaya istekli kılmaktadır. Zimmerman’a (1995: 204-208)
göre, öz yeterlik algısı yüksek öğrenciler, derslerde daha çok çaba harcamakta,
başarıya ulaşmak için daha ısrarcı olmakta ve daha yüksek akademik başarıya
sahip olmaktadır. Öğretmenlerin kendilerini öğretmenlik mesleğinin gereklerini
yerine getirebilme açısından nasıl gördükleri “öğretmen özyeterliği” kavramıyla
karşılanabilir (Schunk, 2009; Gibson, Dembo, 1984).
Araştırmanın Amacı: Amacı Türkçe ve sınıf
öğretmeni adaylarının öz yeterlik algılarını belirleyebilmek olan çalışmanın
problem tümcesi “Türkçe ve sınıf öğretmenliği lisans öğrencilerinin öz yeterlik
algı düzeyleri farklı değişkenlere göre incelendiğinde değişiklik göstermekte
midir?” olarak belirlenmiştir.
Araştırmanın problemi
ışığında çözümü aranan alt problemler şunlardır:
1. Türkçe
ve sınıf öğretmeni adaylarının meslekî öz yeterlik algı puanlarının ölçekteki
faktörler bağlamında düzeyleri nedir?
2.
Türkçe ve sınıf öğretmeni adaylarının meslekî öz yeterlik algı puanları sınıf
düzeyi bağlamında farklılık göstermekte midir?
3.
Türkçe ve sınıf öğretmeni adaylarının meslekî öz yeterlik algı puanları
öğrencinin öğretim gördüğü bölüm bağlamında farklılık göstermekte midir?
4.
Türkçe ve sınıf öğretmeni adaylarının meslekî öz yeterlik algı puanları
öğrencinin cinsiyeti bağlamında farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın Yöntemi:
Çalışma,
tarama modelindedir. Tarama modeli, geçmişte ya da halen varolan bir durumu
varolduğu biçimiyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Araştırmaya
konu olan olay, birey ya da nesne kendi koşulları içinde ve olduğu gibi
tanımlanmaya çalışılır (Karasar, 2013). Araştırmanın verileri Ülper ve Bağcı
(2012) tarafından geliştirilen “Öz yeterlik Algısı Ölçeği”nden elde
edilmiştir. Bu ölçme aracı beşli likert tipi bir ölçme aracıdır.
Öğretmen adaylarının her bir maddeye ilişkin görüşlerini çok zayıf, zayıf,
orta, iyi ve çok iyi seçeneklerinden birini seçerek belirtmeleri gerekmektedir.
Çok zayıf seçeneği bir puan, çok iyi seçeneği ise 5 puan olarak puanlanmıştır.
51 soruluk ölçme aracında ilk 15 soru öğretim bilgisini; 16-26 sorular (16 ve
26 dâhil) özel alan bilgisini; 27- 35 sorular genel alan bilgisini; 36-47
sorular öğretim uygulamalarını; 48- 51 sorular ise ölçme uygulamalarını ölçmeye
yöneliktir. Araştırmada elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for
Social Sciences) for Windows 21.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup arasındaki farkı t-testi,
ikiden fazla grup durumunda parametrelerin gruplararası karşılaştırmalarında
tek yönlü (One way) Anova testi ve farklılığa neden olan grubun tespitinde
Scheffe testi kullanılmıştır.
Araştırmanın Bulguları, Sonuç ve
Önerileri: Araştırmaya katılan öğrencilerin “öğretim bilgisi”; “özel alan bilgisi”;
“genel alan bilgisi”; “öğretim uygulamaları” düzeyleri ortadır; “ölçme
uygulamaları” düzeyleri ise yüksektir. “Öz yeterlik genel” düzeyleri ise orta
olarak saptanmıştır. Kılıç (2007), sınıf öğretmenliği bölümünde
okuyan toplam 296 öğrenci üzerinden bir araştırma yapmıştır; sonuçta da
öğrencilerin dersleri iyi düzeyde öğrendiklerini düşündükleri gözlemlemiştir.
Bu çalışmada ise Türkçe ve sınıf öğretmeni adaylarının öz yeterlik algılarına
ilişkin genel görünüm “orta” düzeydedir. Bu bağlamda araştırmanın bulguları
Coşkun, Gelen ve Öztürk (2009) tarafından Türkçe öğretmeni adaylarının
planlama, uygulama ve değerlendirme boyutlarından oluşan öz yeterlik algılarını
saptamak amacıyla gerçekleştirilen araştırmanın bulgularıyla ve öğretmen
adaylarının genel öğretmenlik davranışları açısından yeterliklerini araştıran
Erişen ve Çeliköz’ün (2003) bulgularıyla uyuşmaktadır. Onların araştırma
bulgularına göre Türkçe öğretmeni adayları öz yeterlik açısından kendilerini
yeterli düzeyde bulmamaktadır. Ülper ve Bağcı’ya (2012) göre ise, Türkçe
öğretmeni adaylarının öğretim bilgisi; özel alan bilgisi; öğretim uygulamaları,
ölçme uygulamaları ve mesleki öz yeterlik algıları “iyi” düzeydedir. Buna
karşın genel alan bilgisine ilişkin durumları ise “orta” düzeydedir. Gelbal ve
Kelecioğlu (2007) tarafından 242 öğretmen üzerinden yapılan araştırmanın
sonuçları da öğretmen adaylarının ölçme uygulamalarına ilişkin algıları
bakımından bu araştırmanın bulgularıyla benzerlik göstermektedir. Gelbal ve
Kelecioğlu, bu araştırmalarının sonucunda öğretmenlerin ölçme yöntemleri
hakkında kendilerini “orta” ve “çok” düzeyde yeterli gördüklerini
bulgulamıştır.
Araştırmaya
katılan 400 öğrencinin, sınıf düzeyi 3 olanlarının ölçme uygulamaları
puanları, sınıf düzeyi 2 olanların ölçme uygulamaları puanlarından
yüksek bulunmuştur. Sınıf düzeyi 4 olanların ölçme uygulamaları
puanları, sınıf düzeyi 2 olanların ölçme uygulamaları puanlarından
yüksek bulunmuştur: sınıf düzeyi değişkenine göre grup ortalamaları arasındaki
fark istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Türkçe
Öğretmenliğinin öğretim bilgisi puanları, sınıf öğretmenliğinin öğretim bilgisi
puanlarından yüksek bulunmuştur. Türkçe Öğretmenliğinin özel alan bilgisi
puanları (x=3.591), sınıf öğretmenliğinin özel alan bilgisi puanlarından yüksek
bulunmuştur. Türkçe Öğretmenliğinin genel alan bilgisi puanları, sınıf
öğretmenliğinin genel alan bilgisi puanlarından yüksek bulunmuştur. Türkçe
Öğretmenliğinin öğretim uygulamaları puanları, sınıf öğretmenliğinin öğretim
uygulamaları puanlarından yüksek bulunmuştur. Türkçe Öğretmenliğinin ölçme
uygulamaları puanları, sınıf öğretmenliğinin ölçme uygulamaları puanlarından
yüksek bulunmuştur. Türkçe Öğretmenliğinin öz yeterlik genel puanları, sınıf
öğretmenliğinin öz yeterlik genel puanlarından yüksek bulunmuştur.
Araştırmaya katılan öğrencilerin
öğretim bilgisi, özel alan bilgisi, genel alan bilgisi, öğretim uygulamaları,
öz yeterlik genel puanları ortalamalarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı
bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla yapılan t-testi
sonucunda grup ortalamaları arasındaki fark istatistiksel açıdan anlamlı
bulunmamıştır. Bu bulgu, Coşkun, Gelen ve Öztürk (2009); Ülper ve
Bağcı’nın (2012); Saracaloğlu, Karasakaloğlu ve Gencel’in (2010); Yılmaz ve
Çokluk Bökeoğlu’nun (2008) bulgularıyla
örtüşmektedir; ancak araştırmada kızların ölçme uygulamaları
puanları, erkeklerin ölçme uygulamaları puanlarından yüksek bulunmuştur ve
bu fark istatistiksel açıdan da anlamlıdır.
Araştırmadan
elde edilen bulgura göre öğretmen adaylarının öz yeterlik algıları “orta”
düzeydedir. Adayların öz yeterlik algıları cinsiyet ve sınıf düzeyi bakımından
farklılık göstermemektedir. Bölüme göre ise öz yeterlik algısı fark
göstermektedir. Alanyazındaki ilgili çalışmalarda elde edilen bulguların
bazılarının tarafımızdan elde edilen bu bulgularla örtüştüğü buna karşın
bazılarının ise tam karşıtı bir sonuç ortaya koyduğu gözlenmektedir. Bu durum
ölçme araçlarının yapısal ve içeriksel özellikleriyle ilgili olabileceği gibi,
araştırmaya katılan öğretmen adaylarının
özellikleriyle de ilgili olabilir.
Problem
Statement: Self-efficacy is
not a passive characteristic or determiner of the self-system, but a dynamic
aspect of the other factors that make up the self-system such as the capacity
to do work, the success one experiences in that work, motives and
self-regulation mechanisms. The self-efficacy perception level of the
undergraduate students who study at the Turkish and Primary School Teaching
Department changes when they are examined in accordance with the different
variations?
Purpose: In the research, it was aimed to specify the self-efficacy perception of the candidate
Turkish and primary school teachers.
Method: The study is screening
model. The data of this study was obtained through “Self-Efficacy Scale”
developed by Ülper and Bağcı (2012). The data obtained in this study was analysed using SPSS (Statistical
Package for Social Sciences) for Windows 21.0 program. In comparing the
quantitative data t-test was used to define the differences between two groups.
One-Way ANOVA test was used to compare the parameters among the groups when the
number of the group was more than two. The Scheffe test was used to identify
the group causing the difference.
Findings and Results: The “teaching knowledge”,
“specific field knowledge”, “general field knowledge” and “teaching
implementations” level of the students, who participated in this study, is
fair. Their “measurement implementations” are high. It is found that their “general self-efficacy” level
is fair. Among the 400 student who participated in this study, the measurement
implementation scores of the students at the grade 3 were found to be higher
than those of the students at the grade 2. The measurement implementation
scores of the students at the grade 4 were found to be higher than those of the
students at the grade 2.
Conclusions and
Recommendations: According to
the findings of this study the self-efficacy perception of the candidate
teachers is at the “fair” level. The self-efficacy perception of the candidates
is not different from each other in terms of gender and grade level. The
self-efficacy perception is different in according to the department they
study. It is observed that some of our findings overlap with the findings
obtained in the literature while some of them set totally opposite results
forth. This may result from structural and contextual features of the
measurement tools as well as the personal traits of the candidate teachers
participated in this study.
Perception. Expectancy. Belief. Positive expectancy. The negative expectancy. Preservice Teachers. i
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 15, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 16 Issue: 65 |