Problem Durumu: Eleştirel düşünme ile epistemoloji arasındaki ilişkinin araştırılması eleştirel düşünme ile ilgili araştırmalara yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bilgi felsefesi olarak adlandırılan epistemoloji filozofların yüzyıllardır “bilginin kaynağı nedir?” sorusuna verdiği yanıtların adresi olmuştur. Bilginin öznesi “bilen” nesnesi “bilinen” dir. Öznel felsefeler bilginin kaynağını bilene yakın görürken nesnel felsefeler bilgiyi bilinene yakın görmüşlerdir. Bilginin ne olduğu nasıl oluştuğu, bilginin kesinlik derecesi ve sınırları, bilme eyleminin nasıl gerçekleştiği üzerine inançlar ise epistemolojik inançlar kapsamında yer almaktadır. Epistemolojik inançlarla ilgili dört gelişim evresi tanımlamıştır: Bilginin doğası ile ilgili inançları düalizm evresinde olanlar bilgilerin ya mutlak doğru veya yanlış olduğunu düşünürler, çoğulcu evresinde olanlar da bir fikrin diğerinden daha üstün olduğunu ayırt edecek bir ölçüt olmaksızın farklı bakış açılarının varlığını kabul ederler. Bazı fikirlerin diğerlerinden daha iyi olduğunu fark edenlerin epistemolojik inançları göreli evrededir. Bağlılık evresinde olanlar epistemolojik olarak bazı fikirlerin diğerlerinden daha iyi olduğunu fark edip iyi olana bağlı kalırlar. Hangi perspektiften bakarsak bakalım zayıf epistemolojik inançların öğrencilerin düşünme ve mantık yürütme performanslarını sınırlayacağı, olgunlaşmış epistemolojik inançların ise öğrencilerin bu performanslarını genişleteceği düşünülebilir. Epistemolojinin bu şekilde öngörülen etkisi epistemoloji ve eleştirel düşünme arasındaki ilişkinin araştırılmasını ilgi çekici bir araştırma konusu kılmaktadır.
Zeynep KOYUNLU UNLU-Ilbilge DOKME /
Eurasian Journal of Educational Research 72 (2017) 203-220
219
Öğretmenin, yıllar boyunca öğretimin değişmeyen bileşeni olduğu göz önünde bulundurulduğunda öğrencilere eleştirel düşünme becerisinin kazandırılması ve öğrencilerin epistemolojik inançlarının güçlendirilmesi için öncelikle öğretmenlerin bu beceriye hakim olmaları gerekmektedir. Bu doğrultuda gelecek nesillerin yetişmesine katkı sağlayacak olan öğretmen adaylarının eleştirel düşünme eğilimlerinin ve epistemolojik inançlarının incelenmesi önem teşkil etmektedir. Eleştirel düşünme eğilimi ve epistemolojik inançlar, bilgiye ulaşmada bilimsel yöntemin kullanıldığı fen ile doğrudan ilişkili olduğundan bu araştırma fen bilgisi öğretmen adayları üzerinde gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın Amacı: Bu araştırmanın amacı cinsiyet ve sınıf seviyesinin fen bilgisi öğretmen adaylarının epistemolojik inançları ile eleştirel düşünme eğilimlerine etkisini ve bu iki bağımsız değişken arasındaki ilişkiyi belirlemektir.
Araştırmanın Yöntemi: Betimsel tarama yönteminin kullanıldığı bu araştırmaya bir üniversitenin fen bilgisi öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 447 öğrenci (357 kız, 90 erkek) katılmıştır. Bu öğrencilerden 115’i birinci, 119’u ikinci, 129’u üçüncü ve 84’ü dördüncü sınıf öğrencisidir. Veri toplama aracı olarak Epistemolojik İnançlar Ölçeği (EİÖ) ve California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (CEDEÖ) kullanılmıştır. Ölçüm güvenirliği (Cronbach Alpha) 0.72 olan EİÖ, toplam 3 boyut (öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna inanç, öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğuna inanç, tek bir doğrunun var olduğuna inanç) ve 35 maddeden oluşmaktadır. CEDEÖ ise 6 boyut (analitiklik, açık fikirlilik, meraklılık, kendine güven, doğruyu arama, sistematiklik) ve 51 maddeden oluşmaktadır. CEDEÖ’nün ölçüm güvenirliği (Cronbach Alpha) 0.81’dir. Veriler SPSS programında analiz edilmiştir. Kayıp değerler için SPSS’de seriler ortalaması yöntemine başvurulmuştur. Daha sonra verilerin normallik varsayımları Kolmogorov-Smirnov testi ile değerlendirilmiştir. SEB ve CCTDI puanlarının cinsiyet ve sınıf seviyesine göre normal dağılım göstermediği tespit edilmiştir. Bu nedenle veri analizinde Mann Whitney U, Kruskal Wallis H- Testleri ile Sperman Brown Sıra Farkları korelasyon katsayısı kullanılmıştır.
Araştırmanın Bulguları: Kız ve erkek öğrencilerin öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna ve öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğuna dair faktör ortalama puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Fakat kız ve erkek öğrencilerin tek bir doğrunun var olduğuna dair inanç faktörü ortalama puanları arasında kız öğrencilerin lehine anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Ayrıca kız ve erkek öğrencilerin EİÖ puanları arasında kız öğrencilerin lehine anlamlı bir farklılık vardır. Öğrencilerin EİÖ puanları sınıf seviyesine göre farklılaşmaktadır.
Kız ve erkek öğrencilerin analitiklik, açık fikirlilik, meraklılık, kendine güven ve toplam CEDEÖ puanları arasında anlamlı olarak bir farklılık bulunmamıştır. Fakat kız ve erkek öğrencilerin doğruyu arama ve sistematiklik faktörü ortalama puanları arasında anlamlı olarak bir farklılık bulunmuştur. Öğrencilerin CEDEÖ sonuçları sınıf seviyesine göre farklılaşmamaktadır.
SEB birinci faktörü olan öğrenmenin çabaya bağlı olduğuna inanç ile analitiklik, meraklılık ve kendine güven arasında orta düzeyde ve pozitif yönde; açık fikirlilik, doğruyu arama, sistematiklik ve toplam CEDEÖ puanları arasında düşük düzeyde
220 Zeynep KOYUNLU UNLU-Ilbilge DOKME /
Eurasian Journal of Educational Research 72 (2017) 203-220
bir korelasyon vardır. EİÖ ikinci faktörü olan öğrenmenin yeteneğe bağlı olduğuna inanç ve analitiklik, meraklılık, sistematiklik ve toplam CEDEÖ ortalama puanları arasında düşük düzeyde; kendine güven, açık fikirlilik ile orta düzeyde ve pozitif yönde bir ilişki vardır. EİÖ üçüncü faktörü olan tek bir doğrunun var olduğuna inanç ile açık fikirlilik ve toplam CEDEÖ puanları arasında pozitif yönde ve orta düzeyde; analitiklik, meraklılık, kendine güven, doğruyu arama, sistematiklik arasında pozitif yönde ve düşük düzeyde bir ilişki vardır. Toplam EİÖ puanları ve toplam CEDEÖ puanları arasında ise pozitif yönde ve orta düzeyde bir ilişki vardır.
Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri: Sonuç olarak fen bilgisi öğretmenliği bölümünde öğrenim gören kız öğrencilerin epistemolojik inançlarının erkek öğrencilere göre daha gelişmiş olduğu, öğrencilerin epistemolojik inançları ve eleştirel düşünme eğilimlerinin sınıf seviyesine göre düzenli olarak değişmediği, genel olarak epistemolojik inançlar ve eleştirel düşünme eğilimleri arasında orta düzeyde bir ilişki olduğu söylenebilir. Tartışma kısmında değinildiği gibi literatürde öğretmen adayları üzerinde gerçekleştirilen epistemolojik inanç ve eleştirel düşünme konulu pek çok nicel araştırma mevcuttur. Bu araştırma sonuçlarında ortak noktalar olsa bile tutarsızlıklar mevcuttur. Cinsiyet faktörünün fen bilgisi öğretmen adaylarının öğrenme-öğretme süreçlerine ve alınan eğitimin/derslerin eleştirel düşünme ile epistemolojik inançlara etkisi konularında derinlemesine bilgi sağlayacak nitel çalışmalara ihtiyaç vardır.
Eleştirel düşünme becerisinin ve epistemolojik inançların gelişimi için öncelikle öğretmen eğitimine önem verilmelidir. Bu konuda öğrencinin gelişimine katkı sağlamakla görevli olan öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Demokratik bir ortamda öğrencilerin tartışmalarına, kendilerini ifade etmelerine ve düşüncelerini diğerleri ile karşılaştırmalarına izin verilmelidir.
Cinsiyet faktörünün öğrenme-öğretme sürecine olumsuz etkilerinin azaltılması için erkek öğrencilerin epistemolojik inanç ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiren uygulamalar yapılabilir. Ayrıca fen bilgisi öğretmenliği programında verilen uygulamalı derslerde (laboratuvar ve sunumların öğrenciler tarafından yapıldığı dersler gibi) öğretmen adaylarının bu becerilerini geliştiren etkinliklere yer verilmelidir.
Purpose: The purpose of the study is to determine the effect of gender and class level on science teacher candidates’ epistemological beliefs and critical thinking disposition, as well as examine the relationship between these two dependent variables. Research Methods: This study was designed as a descriptive survey. Participants were 447 students majoring in science education. The data for the epistemological beliefs was collected with the Scale of Epistemological Beliefs (SEB); data for critical thinking disposition was collected with the California Critical Thinking Disposition Inventory (CCTDI). The data was evaluated in SPSS with a Mann Whitney U, Kolmogorov-Smirnov, and two variable correlation. Findings The study found that female students had more developed epistemological beliefs than their male counterparts. Students’ SEB and CCTDI scores also exhibit a moderate positive correlation. The students' epistemological beliefs and critical thinking dispositions did not vary regularly by class level Implications for Research and Practice: Applications developing male students’ epistemological beliefs and critical thinking skills can be done so as to reduce the negative effects of gender on the learning-teaching process. Additionally, activities should be included in applied courses (such as lab and student presentations) in the science teaching program to develop such skills in students.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 17 Issue: 72 |