Abstract
Modern araştırmalar, Hıristiyan kutsal metinlerinin kanonlaşmasında ve Hıristiyanlığın Yahudilikten koparak bağımsız bir din olmasında erken dönem heretiklerinin doğrudan ve dolaylı tesirlerinin sanıldığından daha fazla olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda Hıristiyanlık tarihinin ilk üç yüzyılını konu edinen birçok araştırma, hâkim Hıristiyan geleneği tarafından bir şekilde göz ardı edilmiş tarihsel şahsiyetleri gün yüzüne çıkardı. Aynı zamanda bu çalışmalar, söz konusu heretiklerin Hıristiyan geleneğinin oluşumundaki yerleri hakkında bazı geleneksel teolojik kabulleri tartışmaya açtı. Kuşkusuz bu çalışmalarda ele alınan isimler arasında Sinoplu Marcion’un (öl. 160/161/165) özel yeri vardır. Çünkü o, erken dönem Hıristiyanlığın kurumsallaşma sürecindeki etkili aktif katılımcılardan biriydi. Aynı zamanda o, bilinçli bir teolojik duruş içinde inisiyatif alarak kendi kanonunu oluşturan ilk isimlerdendi. Öyle ki Hıristiyanlık tarihiyle ilgilenen araştırmacıların büyük bir kısmı, miladi 2. yüzyılda Mesihçi hareketin geneli tarafından hâlihazırda bilinen ve kabul edilen rivayetlerden belli seçkiler yaparak otoriter bir koleksiyon derleyen ilk kişinin Marcion olduğu konusunda neredeyse hemfikirdir. Böylece o, kendi teolojisi etrafında şekillenen bir inanç yaratmayı belli dereceye kadar başarabilmişti ve müntesipleri üzerinde uzun zaman kalıcı etki de yaratabilmişti.
Yine de geleneksel Hıristiyanlık, tüm bu reddiye literatürüne rağmen, ilginç bir biçimde Marcion’un Hıristiyan kanonunun oluşumundaki öncü rolü konusunda dikkat çeken bir sessizliğe sahiptir. Bu nedenle, onun İsa ile Pavlus’un gerçek yaşamını arayışında ve kutsal metne dair eleştirel faaliyetlerinde kullandığı metodoloji konusunda belli ölçüde sessizlik vardır. Örneğin, Hıristiyan ortodoksisinin erken dönem savunucularının çoğu, Marcion’un bir kutsal kitap eleştirmeni olarak yeri konusunda neredeyse kayda değer bir şey söylemezler. Kutsal metinlerin edisyonuyla ilgilenen Kilise babaları, Yeni Ahit’in derlenmesinde Marcion’un etkisini bazen görmezden geldiler ve bir heretik olduğu için ondan alıntı yapmayı tercih etmediler. Yine de onun bir kutsal kitap eleştirmeni olarak yeri, Kilise tarafından uzun yıllar bilinçli bir sessizliğe mahkûm edilmiştir. İkinci yüzyılın bu en önemli heretiğini, yüzyıllar boyunca uzun bir sessizlik içinden çıkararak onun bir kutsal kitap eleştirmeni olarak yerini baskın bir biçimde ortaya koyan isim kuşkusuz Adolf von Harnack (öl. 1930) olmuştur. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Harnack’ın başarısı, hem Marcion hakkında müstakil bir çalışma yapması, hem de (S. Moll’un ifadesiyle söylersek) 2. yüzyılın bu en önemli heretiğini bir kahramana dönüştürmesiydi. İlk baskısı 1921 yılında Almanca yapılan Marcion: Das Evangelium vom fremden Gott (Marcion: Yabancı Tanrı’nın İncili) isimli monografisiyle Harnack, Marcion’un Hıristiyan geleneği üzerindeki doğrudan veya dolaylı tesirini göstermekle kalmadı; aynı zamanda kendinden sonraki eleştirel çalışmaların ve tartışmaların yönünü de tayin etti. Bu yüzden Marcion’a dair yapılan çalışmalar büyük oranda Harnack öncesi ve Harnack sonrası diye iki ana çizgiye ayrılmıştır.
Bu makale Marcion’un bir kutsal kitap eleştirmeni olarak öncü kişiliğini konu edinmektedir. Bununla ilgili olarak araştırmamız, Marcion’un eleştirel yöntemi ile modern Kitab-ı Mukaddes eleştirilerinin temel hususiyetleri arasındaki ilişkinin muhtemel yönlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Makalede, Marcion ve onun teolojisi konusunda önemli olan, fakat bu yazının kapsamını aşan bazı konulara değinilmemiştir. Örneğin, Marcion’un teolojisinin gnostik yönleri kapsam dışı bırakılmıştır. Daha ziyade bu çalışmada, Marcion’un Eski Ahit eleştirisinin teolojik ve metodolojik arka planının çeşitli yönleri tartışılmaktadır. Ayrıca onun kendi Yeni Ahit kanonunu oluştururken ne tür bir eleştirel zeminden hareket ettiği ve bunun Eski Ahit eleştirisiyle ilişkisi sorgulanmaktadır. Böylece Marcion’un eleştirel yönteminin modern kutsal kitap eleştirileri ile muhtemel bağları gösterilmeye çalışılmıştır. Bu da daha çok Adolf Harnack sonrası modern bazı tartışmalarla sınırlandırılmıştır. Bu yönüyle çalışma, Marcion’un bir kutsal metin eleştirmeni olarak öncü kişiliğini ve onun kendinden sonraki eleştirel çalışmalar üzerindeki tesirini göstermeyi hedeflemektedir. Ayrıca, Türkçe kaynaklar bakımından henüz yetersiz olan Marcion hakkındaki literatüre katkı sunmak ve onun kutsal kitap anlayışına yönelik akademik bir ilgi oluşturmak da bu makalenin amaçları arasındadır.
Çalışma dört başlıktan oluşmaktadır. İlk başlık altında Harnack’ın Marcion’u modern kutsal kitap eleştirisinin nasıl bir öncüsü haline getirdiği gösterilmeye çalışıldı. Bu bağlamda onun kutsal kitap teolojisi ile metin eleştirisinin bazı özelliklerine dikkat çekilmiştir. Ayrıca Marcion’un iman ve kurtuluşu merkeze alan teolojisinin ana özellikleri tartışılarak onun teolojik tutumu ile modern kutsal kitap teolojileri arasındaki ortak noktalara değinildi.