Âdiyât suresi ilk Mekkî surelerdendir. Tefsir geleneğinde ilk beş ayetinin bir cihad/savaş ortamındaki soluk soluğa koşan atları yahut Arafat’tan Müzdelife’ye oradan da Mina’ya koşuşturan develeri tasvir ettiği düşünülmüştür. İlk beş ayet koşan/savaşan atlar yorumuna sıkışınca sonraki altı ayetle bağlantısında zorlanılmıştır. Türkçeye yapılan çevirilerin ekserisinde de aynı düşüncenin devam etiği görülür. Bu çalışmada Peygamber Efendimizin boyuyla kendi boyunu bir üstünlük yarışı içinde gören ve kulak kulağa giden atlar gibi harıl harıl koştuklarını düşünen Ebu Cehil’in siyer kitaplarına giren sözleri dikkate alınarak Âdiyât suresi yeniden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Ebu Cehil böyle düşünen tek kişi değildir. Başka boyların liderleri de onun gibi düşünmektedirler. Bu rekabet ortamı ve Peygamberimizin zuhuruyla gündeme gelen yenilmişlik hissi onların düşmanlığını zirveye taşımıştır. Mekke’nin ilk yıllarındaki şiddetli muhalefetin belki de en önemli birkaç sebebinden biri olan kabile asabiyeti, muhaliflerin kendi kurguları üzerinden eleştirel bir yaklaşımla dile getirilerek surede eleştirilmiştir. Bu yanlış kurgunun sonunda oluşturulan ve Peygamber Efendimizin canına kastetmeye kadar varacak düşmanlığın hesabının sorulacağı kesindir. Allah Teâlâ’nın olup biten her şeyden haberdar olduğu da suredeki son vurgudur. Mevcut siyer rivayetleri surenin nüzul ortamını iyi yansıtabilmektedir. Klasik tefsir literatürüne girmiş yorumlar ve siyer rivayetlerinin katkısıyla Âdiyât suresi yeniden anlamlandırılarak sonuç kısmında bir meal-tefsiri denemesi yapılmıştır.
YOK
Surah Al-Âdiyât is one of the first Makkah surahs. In the Tafsir tradition, it was thought that the first five verses depicted horses running with bated breath in a jihad/war environment or camels running from Arafat to Muzdalifa and then to Mina. It was difficult to connect with the following six verses when the first five verses were stuck in the horses’ running / fighting interpretation. It is seen that the same idea continues in most of the translations made into Turkish. In this study, the Surah Al-Âdiyât was tried to be re-evaluated by taking into account the words of Abu Jahl, who saw the Prophet’s height and height in a race for superiority and thought that they were running like them horses, which entered the Siyar books. Abu Jahl is not the only one who thinks so. The leaders of other tribes also think like him. This competitive environment and the feeling of defeat raised by the appearance of our Prophet have brought their hostility to the top. One of the most important reasons for the violent opposition in the early years of Mecca, tribal anger, has been criticized in the Surah by expressing a questioning approach through the dissidents’ fictions. Indeed, the hostility generated at the end of this false fiction and which will lead to the death of our Prophet will be held to account. The last emphasis in the Surah is that Allah Ta’ala is aware of everything going on. The current siyar narrations reflect the environment of the Surah’s revelation well. With the help of comments that have entered the classical tafsir literature and the contribution of siyar narrations, Surah Âdiyât has been re-explained the meaning, and a tafsir of interpretation (meal) experiment has been conducted in the conclusion section.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 15, 2022 |
Submission Date | December 30, 2021 |
Acceptance Date | March 9, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.