Pakistan’ın çağdaş teolojik arenasında seçkin bir figür olarak bilinen Câvid Ahmet Gâmidî, Hindistan’ın alt kıtasındaki fikrî çeşitliliği ve dinî dinamizmin ortaya çıkardığı Farâhî geleneğinin bir parçasıdır. Çalışmamızda, Farâhi geleneğin temel özelliklerine yer verilecek ve Gâmidî’nin ekolünün temsilcisi olması bağlamında şekillenen kelâmi yöntemine odaklanılacaktır. Bu bağlamda özellikle vahiy ve sünnet anlayışına yoğunlaşılacaktır. Zira onun kelâmî yönteminde öncelikle ilâhî mesajın yani vahyin yer aldığı görülür. Ayrıca Hz. Peygamber’den fiilen öğrenilen sünnete de yöntemi içerisinde yer verilmiştir. Gâmidî’ye göre bu kaynakların ikisi arasında nesh’ten bahsedilecekse, ancak Kur’ân’ın rivayet ve hadisleri nesh ettiğinden bahsedilebilir. Gâmidî, vahyin (İslâm) tek amacının bireyi daha iyi bir insan yapmak olduğunu ifade eder. Böyle bir süreç Tanrı’ya olan inançla başlar ve sonunda kişiyi ahlâkî nitelikleri haiz bir bireye dönüştürür. Bu çalışma; Gâmidî’nin hayatını, teolojisini tanıtmayı ve yeni zihnî araştırmalar yapmak açısından, egemen sosyal ve dinî meselelere yeni bakış açıları sunmayı amaçlamaktadır. Farâhî geleneğine dair Türkçe’de birkaç çalışma bulunmakla birlikte Gâmidî hakkında henüz hiçbir çalışmanın yapılmamış olması nedeniyle mevcut makale önem arz etmektedir.
Javed Ahmed Ghamidi (b. 1951) is recognized as a distinguished scholarly figure in the contemporary theological arena of Pakistan. He is part of the third generation of Farahi school of thought, which was established by the genius of Hamiduddin Farahi (1863 –1930) in pre-partition India. The Farahi School, like any other school of its age, investigated the problems of British India with an indication to change the conditions of Indian Muslims. The Farahi discourse was successful not only in a social sense, but also in its scholarly style and produced reknown scholars. Its scholarship is well known for its careful academic work, gentle approach to faith, and earnest devotion to religious education. This paper intends to go through the hallmarks of Ghamidi’s theoretical understanding of Islam and its outcomes in practice. However, We shall briefly introduce Ghamidi and his intellectual lineage, namely Hamiduddin Farahi (1863 –1930) and Amin Ahsan Islahi (1904–1997). Later on, we aim to follow a descriptive approach to ponder Ghamidi’s theology in his Urdu works, including his approach to the primary (Quran) and secondary texts (Hadith). In his extensive work ‘Mizan’, Ghamidi exhibits that the sole purpose of revelation (Islam) is to make an individual a better human being. Such a process begins with the belief in God and eventually transforms the person into a moral living being. This paper proposes introducing Ghamidi’s life, theology and works to a fresh Turkish mind considering he offers novel perspectives on prevailing social and religious issues.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 15, 2023 |
Submission Date | November 22, 2022 |
Acceptance Date | March 7, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.