Aruz, klasik Türk şiirinin ve bu şiirle ilgili çalışmaların vazgeçilmez bir parçasıdır. Zira aruz, manzum bir metnin en doğru şekilde tespit edilmesi noktasında ihmâl edilmez katkılar sağlar. Bu yönüyle aruz, araştırmacı için bir tür navigasyon işlevi görür, metnin okunması sürecinde araştırmacıya kılavuzluk eder.
Nitekim manzum metin eksenli hemen her çalışmada bir şekilde arûza ve arûzla ilgili değerlendirmelere yer verilir. Arûz, özellikle Arap asıllı Türk alfabesiyle yazılmış metinlerin Latin asıllı Türk alfabesine aktarımıyla ilgili çalışmalarda önemlidir. Yeni harflerle yayımlanmış dîvânlar, mesneviler ve diğer manzûm metinler üzerinde müstakilen arûz eksenli çalışmalar da yapılmaktadır. Bunların sayısı son zamanlarda gittikçe artmaktadır.
Bununla birlikte söz konusu çalışmalarda uygulamaya dönük somut örneklere ve sayısal verilere dayalı istatistiksel değerlendirmelere yeterince yer verildiğini söylemek mümkün değildir. Araştırmacılar, arûzla ilgili uygulamaları müstakilen yapar; ancak yayınlarda bu süreçteki uygulamalar yerine sürecin nihayetinde elde ettikleri sonuçları paylaşırlar. Bu sonuçlar da daha çok genel değerlendirmeler ve bunlara ilişkin seçilmiş örneklerden oluşur. Dolayısıyla aruzla ilgili uygulamaya dönük ayrıntılar ve istatistiksel veriler, bütünüyle ortaya çıkmamış olur.
Bu düşüncelerle makalede arûzla ilgili uygulamaların tamamı en küçük ayrıntısına kadar gösterilmiş ve ilgili bütün istatistiksel veriler paylaşılmıştır. Arûz uygulamalarının gösterilmesinde standardize işaretlemelerden yararlanılmış, istatistiksel verilerle ilgili grafikler ve tablolar oluşturularak bunlara dayalı yorum ve değerlendirmeler yapılmıştır.
Makalede gül redifli üç kasidede yer alan toplam 93 beyitteki arûz tasarrufları ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, ilgili uygulamalar mısra mısra gösterilmiş ve istatistiksel veriler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Makale kapsamında incelenen kasidelerin tamamı 16.yüzyılda vefat etmiş olan üstâd şairlerden seçilmiştir. Bu şairler, 16.yüzyılın başlarında vefat etmiş olan Necâtî, ortalarında vefat etmiş olan Hayâlî ve sonunda vefat etmiş olan Nev‘î’dir. Ayrıca karşılaştırma aşamasında yine bu yüzyılın ortalarında vefat etmiş olan Fuzûlî’nin 62 beyitlik gül redifli kasidesiyle ilgili istatistikler de değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 3 |