Bu çalışmanın amacı, donör ineklerin beslenmesinde rumende
korunmuş metiyonin katkısının embriyo kalitesine etkisini
araştırmaktır. Çalışmada 14 adet Holştayn ırkı inek kontrol ve
deneme grubu olarak ikiye ayrıldı. Donör olarak kullanılan
ineklerin canlı ağırlık (500-550 kg), laktasyon dönemi (1-2
laktasyon) ve süt verimi (günlük 30-35 litre) gibi özellikleri
benzerdir. Çalışmada alıcı olarak ise 56 tane Holştayn inek
kullanıldı (ortalama 550 kg canlı ağırlığında ve 1. laktasyonda).
Hayvanlar mısır silajı, yonca kuru otu, saman ve konsantre
yemden oluşan bazal rasyon ile beslendi. Deneme grubunda
bulunan ineklere deneme süresince kontrol rasyonuna ilave
olarak her hayvan için 15 gram/gün korunmuş metiyonin oral
yolla verildi. Kontrol ve deneme grubu 20 gün süreyle yukarıda
bahsedilen rasyon ile beslendikten sonra “Süperovulasyon
Protokolü” uygulamalarına başlandı. Süperovulasyon Protokolü uygulamaları esnasında besleme programında değişiklik
yapılmadı. FSH hormonu enjeksiyonu yapılmadan ve uterusu
yıkamaya başlamadan önce korpus luteum (Cl) sayısı, yoğunluğu ve çapı ultrason yardımı ile belirlendi. Araştırmanın sonucunda, süperovulasyon sonrası Cl sayısı bakımından gruplar
arasında bir farklılığın olmadığı tespit edildi (P>0.05). Embriyolar uterus yıkaması yapılarak toplandı. Bulunan embriyolar
kalite ve gelişim safhalarına göre sınıflandırıldı. Gruplar arasında bir farklılık görülmedi (P>0.05). Bulunan embriyolar taşıyıcı
hayvanlara transfer edildi. Embriyo tranferinden sonra 50. gün
de gebelik kontrolleri ultrason ile yapıldı. Gebelik oranı, kontrol ve deneme grubu arasında herhangi bir farklılık göstermedi
(P>0.05).
Sonuç olarak, korunmuş metiyoninin toplam embriyo, transfer
edilebilen ve edilemeyen embriyo, gebelik ve fertilize olmamış
ovum sayıları ve oranları arasında istatistiki bakımından etkisi
önemli bulunmadı.
The objective of this study was to investigate the effect of
ruminally protected methionine on embryo quality of donor
cows. In this study, a total of 14 Holstein cows were randomly
allocated into two groups, one control and one treatment
group. The properties of donor cows such as average weight
(500-550 kg), lactation period (1-2 lactation), milk production
(between 30-35 kg milk/day). Were similar a total of 56
Holstein cows were used as recipient animals (average 550 kg
live weight, 1st lactation). Feed with a basal ration was
composed of corn silage, alfalfa hay, straw and a concentrate
mix. The duration of the study 15 grams/day protected
methionine was given orally as an addition to a control ration
to the cows in the treatment group. Control and treatment
group were fed through 20 days as it was mentioned before.
Then, ‘Superovulation Protocol’ applications were started.
During the application of Superovulation Protocol, no change
was made in the feeding programme. Before injecting FSH and
washing uterus, the numbers of corpus luteum, density of
corpus luteum and diameter of corpus luteum (CI) were
determined by ultrasonography. As a result of the research,
after the Superovulation, it was seen that there was no
difference between the groups in terms of the Cl numbers
(P>0.05). Embryos were picked up by flushing the uterus.
Found embryos were classified according to their quality and
development phase. There was no statistically significant
difference between the groups (P>0.05). After the embryos
which were found were transferred to the recipient cows,
pregnancy control was performed by ultrasound controls in
50th day. No statistically significant difference was detected in
pregnancy rates between the control and treated group
(P>0.05).
In conclusion, there was not found any statistically significant
difference between groups in terms of the number of total
embryos, number of transferable embryos and not
transferable embryos, preganacy rate and number of
unfertilized ovum
Other ID | JA88RD59TA |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2017 |
Submission Date | July 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 26 Issue: 2 |