Oğuzhan SABUNCU- Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde önümüzdeki dönemde neler bekliyorsunuz? Pandeminin etkileri, AB’nin gerek ekonomik sorunlarla gerekse iklim kriziyle mücadele etmek için attığı adımlar ilişkilerde ne gibi değişikliklere yol açar? Size göre neler yaşanabilir, ilişkilerin yeniden ilerlemesi için neler yaşanmalı?
Doç. Dr. Başak ALPAN-Türkiye-AB ilişkileri gibi uzun vadeye yayılmış ve çok farklı dinamiklerle ve mekanizmalarla belirlenen bir ilişkide neyin ne olacağını söylemek çok zor. Ama ben hiçbir siyasi aktörün (ne Türkiye’de ne AB’de) tam bir kopuşa yol açacak bir eylemin siyasi yükünü sırtlanmayacağını düşünüyorum. Yani yakın gelecekte tam bir kopuş olmayacak ama hepimizin de gördüğü gibi Türkiye-AB ilişkilerinde adaylık perspektifi neredeyse tamamen kayboldu. Bu hem AB’nin genişleme perspektifinin zayıflamasıyla -ya da sınırlı olmasıyla diyelim- ve son yaşanan Covid-19, Brexit gibi kriz gündemleriyle, hem de Türkiye ile olan ilişkinin mülteci politikası gibi transaksiyonel ve sektörel konulara indirgenmesiyle yakın ilişkili…Tabii ki kriz demişken Avrupa Birliği’nin gündemini ve önceliklerini oluşturan dijitalleşme ve iklim krizi gibi konular bağlamında da Türkiye ile kurulan ilişkinin sınırlılığını vurgulamak lazım. Örneğin 27. Fasıl ‘Çevre’ açık olan bir Fasıl olduğu için elbette ilgili bakanlıklar gereken düzenlemeleri yapıyorlar, Yeşil Mutabakat çerçevesinde de AB ile müzakereler devam ediyor. Ama ben hala çevre konusundaki uyumlanmanın daha çok teknik düzeyde kaldığını ve geniş bir perspektiften değerlendirilmediğini düşünüyorum.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Diğer |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 9 |