19. yüzyıl düşünce tarihine ve edebiyatına
bakıldığında; bazı düşünürlerin evrenin gizli sınırlarını zorladıklarını,
yeniyi bulmak ve bilinmeyene olan susuzluğu gidermek için yeryüzünü anlama,
kendi dışında gelişen gerçeği tanımlama, gezegenimize bir kukla gibi atılmış
insanın sorunlarını aydınlatma tutkusu içinde olduklarını görürüz. Dünyanın
anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğuna vurgu
yapan ve doğalla yapay, belirliyle belirsiz arasında gidip gelen sanat
dünyasında, evrenin sırlarını anlama çabası önemli bir rol oynar. Ama onlar
arasında çok azı dünyayı anlayabilmiş, görülmeyeni görebilmiştir. Bu ender sanatçılardan
biri de Baudelaire'dir. Baudelaire'in şiirinin oluşmasında temel yaratıcılık noktası
zengin imgelem gücüdür. İyiyle kötünün, düşle gerçeğin, cennetle cehennemin
savaşım verdiği bir dünyada; şair zengin imgelem gücü sayesinde aklın
sınırlarını zorlayarak güzelliği hissettirecek yapıtlar sunar. Dünyayı “sağır
evren‟ olarak nitelendiren Baudelaire, insanın tutkularından yola çıkarak,
gerçeklere karşı ruhu aydınlatacak suni güneşin arayışındadır. Baudelaire
yapıtında varoluşçuluğun düalizmini yansıtır. Bu ikilik ruhla beden, düşünceyle
özdek, iyiyle kötülüğün bitmek bilmeyen savaşıdır. Baudelaire yaşamı boyunca
hep bu zıt duyguların çatışmasına tanık olur. İnsan ne kadar iyiye, güzele
sonsuz olana ulaşmak istese de şeytan, her seferinde kötüyü, çirkini seçmeye
yönlendirir. Şair, acı veren bu korkunç gerçekten uzaklaşmak için çeşitli
yollar arar. Bu çalışmada, şairin içine düştüğü trajik konumdan kurtulabilmek
için baş vurduğu kaçış yollarına değineceğiz. Ruhunu onu doğaüstü bir evrene
götürecek düşlerle besleyen şairin, yalnızlığını unutmak, iç sıkıntısından kurtulmak
için yolculuğa, kadına, uyuşturuculara nasıl sığındığını ve sonunda ölüme
duyduğu özlemi incelemeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Mevcut Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 1 |
The open access statement