Prisons, like other disciplining apparatuses of the state, are used to reform the
prisoners so that they can be re-conditioned back to a set of pre-ordained roles
designed in the system. These are places hostile to individuality, freedom, and
creativity. They function like rehabilitating institutes to suppress the reactionary
or rebellious voices of the prisoners by effacing their individuality under harsh
conditions so that they can make them docile bodies. However, this objective
fails when the prisoner-intellectuals are of concern. For them, prisons become
their shrines where they are overwhelmed by the transformative power of
imprisonment. The experience of confinement shapes their perspectives, deepens
their commitment to social justice, and fuels their advocacy for change. Although
the physical conditions of the prisons hamper their urge to write, they never give
up writing. Some write on the prison walls and some on toilet papers. Despite such
horrible conditions, they manage to produce their most influential works which
can be classified in prison literature. The writings of these prisoner-writers have
paved the way for the liberation of colonized/discriminated people in their own
countries and in diverse diasporas. Martin L. King’s Letter from Birmingham Jail
(2018), Ngugi wa Thiong’o’s Detained: A Writer’s Prison Diary (1981) and Wole
Soyinka’s The Man Died: The Prison Notes (1988) are three significant works to be
featured in this genre. Through an interdisciplinary approach, this article identifies
the distinctive elements and commonalities in the prison writings of King, Ngugi,
and Soyinka. This study explores the universal concepts of incarceration, resistance
to oppressive systems, and the struggle for freedom as portrayed in the works of
these writers, and aims to examine how these writers have transformed their works
into tools of resistance.
prison literature oppression liberty disobedience resilience
Research and Publication Ethics Statement: This is a research article, containing original data, and it has not been previously published or submitted to any other outlet for publication. The authors followed ethical principles and rules during the research process. Araştırma ve yayın etiği beyanı: Bu makale orijinal veriler içeren bir araştırma makalesi olup, daha önce yayınlanmamış veya yayınlanmak üzere başka bir yere gönderilmemiştir. Yazarlar araştırma sürecinde etik ilke ve kurallara uymuşlardır. Contribution rates of authors to the article: The authors in this article contributed to the 100% level of preparation of the study, interpretation of the results and writing of the article. Yazarların makaleye katkı oranları: Bu makaledeki yazarlar %100 düzeyinde çalışmanın hazırlanması, sonuçların yorumlanması ve makalenin yazılması aşamalarına katkı sağlamıştır. Ethics committee approval: The present study does not require any ethics committee approval. Etik komite onayı: Çalışmada etik kurul iznine gerek yoktur. Financial support: The study received no financial support from any institution or project. Finansal destek: Çalışmada finansal destek alınmamıştır. Conflict of Interest: The authors declare no conflict of interest. Çıkar çatışması: Çalışmada potansiyel çıkar çatışması bulunmamaktadır.
Devletin diğer disiplin aygıtları gibi hapishaneler de mahkûmları ıslah etmek için
kullanılır, böylece mahkûmlar sistemde önceden tasarlanmış bir dizi role yeniden
koşullandırılabilirler. Buralar bireysellik, özgürlük ve yaratıcılıkla bağdaşmayan
yerlerdir. Gerçek şu ki, hapishaneler, mahkûmların tepkisel ya da isyankâr
seslerini bastırmak, bireyselliklerini sert koşullar altında ortadan kaldırmak ve
böylece onları topluma uyum sağlayan bireyler olarak geri kazandırmak üzere
hareket eden ıslah kurumları gibi işlev görmektedir. Ancak, mahkûm-aydınlar
söz konusu olduğunda cezaevlerinin bu hedefi başarısızlığa uğramaktadır. Çünkü
düşünürlerin fikirlerini dört duvar ile kontrol altına alacak hiçbir sistem mevcut
değildir. Onlar için hapishaneler, hapsedilmenin dönüştürücü gücü sayesinde
hareket ettikleri mabetleri haline gelmiştir. Hapsedilme deneyimi bakış açılarını
şekillendirmiş, sosyal adalete olan bağlılıklarını derinleştirmiş ve değişim
savunuculuklarını körüklemiştir. Hapishanelerin fiziki koşulları onların yazma
isteğini bir nebze olsun engellese de yazmaktan asla vazgeçmemişlerdir. Kimi
zaman hapishane duvarlarına yazmışlar, kimi zaman ise tuvalet kâğıtlarını
kullanmışlardır. Bu korkunç koşullara rağmen, hapishane edebiyatı içinde
sınıflandırılabilecek en etkili eserlerini üretmeyi başarmışlardır. Bu mahkûm
yazarların özgür ruhları ve düşünceleri ile yazılan çok sayıda yazı, kendi
ülkelerinde ve farklı diasporalarda sömürgeleştirilmiş/ayrımcılığa maruz kalmış
insanların özgürleşmesinin yolunu açmıştır. Martin L. King’in Birmingham
Hapishanesinden Mektup (1981), Ngugi wa Thiong’o’nun Tutuklu: Bir
Yazarın Hapis Günlüğü (1981) ve Wole Soyinka’nın Adam Öldü: Hapishane
Notları (1988) adlı çalışmaları bu kategoride ele alınabilecek eserlerdendir.
Bu araştırma, disiplinlerarası bir yaklaşımla King, Ngugi ve Soyinka’nın
hapishane yazılarındaki ayırt edici unsurları ve ortak noktaları incelemektedir.
Bu çalışma, bu yazarların eserlerinde tasvir edildiği şekliyle, hapsedilme, baskıcı
sisteme karşı direnç ve özgürlük mücadelesi gibi evrensel kavramların üzerinde
durmakta ve bu yazarların eserlerini nasıl birer direniş aracına dönüştürdüklerini
incelemeyi amaçlamaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri - Research Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 30 Sayı: 117 |
Derginin yayım dili Türkçe ve İngilizce’dir, ayrıca Türkçe de olsa tüm basılan makalelerin başlık, öz ve anahtar sözcükleri İngilizce olarak da makalede bulunur. Hakemlerden onay almış Türkçe makaleler için 750-1000 sözcükten oluşan genişletilmiş özet (extended summary) gereklidir. Elektronik çeviriler kabul edilmez.
Dergi TR-Dizin, Web of Science (ESCI), DOAJ ile diğer pek çok dizin tarafından taranmaktadır. Scimagoe quartile değeri: Q2 'dir:
TR DIZIN 2020 Etik Kriterleri kapsamında, dergimize 2020 yılından itibaren etik kurul izni gerektiren çalışmalar için makalenin yöntem bölümünde ilgili Etik Kurul Onayı ile ilgili bilgilere (kurul-tarih-sayı) yer verilmesi gerekecektir. Bu nedenle dergimize makale gönderecek olan yazarlarımızın ilgili kriteri göz önünde bulundurarak makalelerini düzenlemeleri önemle rica olunur.
Alan Editörleri/ Field Editörs
Halkbilimi/Folklore
Prof.Dr. Hande Birkalan-Gedik (JohannWolfgang-Goethe İniversitet-birkalan-gedik@m.uni-frankfurt.de)
Prof.Dr. Ali Yakıcı (Gazi Üniversitesi-yakici@gazi.edu.tr)
Prof.Dr. Aynur Koçak (Yıldız Teknik Üniversitesi-nurkocak@yildiz.edu.tr)
Prof.Dr. Işıl Altun ( (Regensburg Üniversitesi/Kocaeli Üniversitesi-İsil.Altun@zsk.uni-regensburg.de)
Edebiyat/Literature
Prof.Dr. Abdullah Uçman (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi -emekli-29 MayısÜniversitesi-abdullahucman@29mayis.edu.tr
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz (Ardahan Üniversitesi-emekli-Kafkasya Üniversiteler Birliği -KÜNİB-r_korkmaz@hotmail.com)
Prof.Dr. Emel Kefeli (Marmara Üniversitesi-emekli-İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi-ayseemelkefeli @gmail.com)
Antropoloji/Anthropology
Prof.Dr. Hanife Aliefendioğlu (Doğu Akdeniz Üniversitesi-hanife.aliefendioglu@emu.edu.tr)
Prof. Dr. Şebnem Pala Güzel (Başkent Üniversitesi-sebnempa@baskent.edu.tr)
Prof.Dr. Derya Atamtürk Duyar (İstanbul Üniversitesi-datamturk@istanbul.edu.tr)
Prof.Dr. Meryem Bulut (Ankara Üniversitesi-meryem.bulut@gmail.com)
Dil-Dilbilim/Language-Linguistics
Prof.Dr. Nurettin Demir (Hacettepe Üniversitesi-demir@hacettepe.edu.tr)
Prof. Dr. Aysu Erden (Maltepe Üniversitesi-aysuerden777@gmail.com)
Prof.Dr. Sema Aslan Demir (Hacettepe Üniversitesi-semaaslan@hacettepe.edu.tr)