Bütün bir düşünce tarihi boyunca merkezi bir tartışma alanı olarak etik, çok katmanlı ilişkiler
ağı içerisinde pek çok filozof tarafından ele alınmıştır. Klasik ve modern dönemlerde olduğu
gibi günümüzde de felsefi düşüncenin gündeminde olan etik, çeşitli açılardan özellikle de kaynağı
ve otonomluğu bağlamında tartışılmaya devam etmektedir. Etiğin kaynağı, evrenselleştirilebilirliği
ve otonomluğuna dair bir tartışmada farklı bağlamlarla Tanrı/din-ahlak ilişkisi
gündeme gelmektedir. Bu çalışma, etiğin imkânına dair bir konuşmayı hangi temeller üzerinden
gerçekleştirebileceğimizi, bunun yanı sıra dinden ve/ya Tanrı’dan bağımsız bir etikten söz
edilip edilemeyeceğini, bir başka ifadeyle etiğin otonomluğuna dair bir tartışmayı çağdaş İslam
düşüncesinin parlak bir ismi olan Aliya İzzetbeğoviç örneğinden sürdürmeyi amaçlamaktadır.
Çalışmanın başlığında özellikle etik kelimesinin tercih edilmesinin bu tartışmanın Aliya tarafından
modern dönemleri ve modern yöntemleri dikkate alarak gerçekleştirilen bir tartışma
olduğunu ima etmektedir. Bununla birlikte metin içerisinde etik ve ahlak arasında bir ayrıma
gidilmemektedir. Yaşadığı çağın bir ahlak krizine işaret ettiğinin farkında olan Aliya, etiğin natüralist,
yararcı ve duygucu yöntemlerle temellendirilemeyeceğini, olması gerekenler alanı olarak
etiğin ancak metafizik bir zeminden yükselebileceğini belirtmektedir. Aliya’ya göre ‘olması
gereken’lerin alanı olarak ideal bir düzleme yerleşen etik, olan ile arasında kapatılamayan bir
mesafeyi dikkate almayı, dolayısıyla, teori ile pratik arasında bir ayrım yapmayı gerekli kılmaktadır.
Bu çerçevede seküler etiğin imkânına dair bir tartışma yürüten Aliya, teorik olarak seküler
etiğe imkân tanımazken; pratikte bunun mümkün olabileceğine işaret etmektedir.
Throughout the history of thought, many philosophers have dealt with ethics as a central area
of discussion. Ethics, which is one of the main points of philosophical thinking, as in classical
and modern times, continues to be discussed in various aspects, especially in the context of its
source and autonomy. In a discussion of the source, universalisability and autonomy of ethics,
the relationship between God / religion and morality comes into question in different contexts.
This study aims to maintain a discussion about the possibility of ethics from the example of Alija
Izzetbeugovich, who is a bright name of contemporary Islamic thought. It also raises a debate
on the autonomy of ethics, in other words, whether or not an ethics independent from religion
and / or God. Especially the preference of the word “ethics” in the title of the study implies that
this discussion is made by Aliya by taking into account modern periods and modern methods.
However, there is no distinction between ethics and morals in the text. Aliya, who is aware of
the fact that his age is in a moral crisis, states that ethics cannot be based on naturalistic, utilitarian
and sentimental methods, ethics can only rise from a metaphysical basis. According to
Aliya, ethics, which is placed in ideal platform as field of things that must be (ought) makes it
necessary to take into account distance that can not be closed between current situation (is) and
itself, and to make distinction between theory and practice. Aliya, who makes a discussion on
the possibility of secular ethics, does not allow secular ethics in theory; but in practice,he says
it can be possible.
Aliya İzzetbegoviç Ethics Morals Secular Ethics Religious Ethics Contemporary İslamic Thought
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2018 |
Submission Date | July 28, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 68 |
Philosophy World is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.