Mezhep taassubunun yoğun olduğu Hicri V. Yüzyılda fukahânın birçok mezhebe mensup olduğu görülür. Beşinci yüzyılın sonu altıncı yüzyılın başlarında yaşayan Begavî’nin de yaşadığı çevre ve ilim tahsil ettiği hocalarının etkisiyle olmalı ki, amelen Şâfiî mezhebine mensup olduğu bilinmektedir. Ancak onun Şâfiî mezhebine mensup olması bu mezhebe taassupla bağlandığı anlamını gelmemelidir. Zira Begavî bir konuda kuvvetli olduğuna inandığı bir delil binaen hüküm verdiğinde mensubu bulunduğu mezhebin müftâbih görüşüne muhalif olsa dahi onu savunur. Bu da mensubu olduğu mezhebin dahi onu özgür ictihaddan alıkoymadığını, özgür içtihadın da onu mensup olduğu Şâfiî mezhebinden çıkarmadığını göstermektedir.
Her dönemde fukahâ ve mezhepler arasında ihtilafın olduğu bilinmektedir. Şafiî mezhebi kaynakları incelendiğinde, özellikle furû fıkıhta ihtilafın erken dönemde Müzenî (v. 264) ile başlayıp İbn Süreyc (v. 306) ve İstahrî (v. 328) ile devam ettiği sonraki dönemlerde de ziyadesiyle varlığını sürdürdüğü malumdur. Begavî’nin de eserleri incelendiğinde onun da bu geleneği içerisinde yer aldığı görülür.
Begavî tefsir, hadis, fıkıh ve kıraat gibi birçok farklı alanda eser telif etmiştir. Begavî’nin tefsir ve hadis alanlarındaki yetkinliği ve şöhreti günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak fıkıh alanındaki yetkinliği için, özellikle akademik alanda, aynı şeyi söylemek zordur. Zira bu alandaki yetkinliğini ortaya koyacak kadar akademik çalışmanın yapılmadığını düşünüyoruz.
Begavî, fıkıh alanında telif ettiği el-Fetâvâ, Fetâvâ-yı Begavî, el-Kifâye fi’l-furû, Şerhu’l-Muhtasar, Tâcu’l-arûs ve mezhebü’l-hemmî ve’l-bûs, Tercemetü’l-ahkâm fi’l-furû ve et-Tehzîb fî fıkhi İmami’ş-Şafiî eserleriyle mensup olduğu Şafiî mezhebinde söz sahibi olup kendisinden sonra mezhep fukahâsını ve literatürünü etkilemiştir. Begavî’nin fıkıh alanında telif ettiği eserleri arasında et-Tehzîb, genelde İslam hukuku için özelde ise Şafiî mezhebi için temel bir kaynak olarak kabul edilebilir. Çünkü Tehzîb, Şâfiî fukahânın itimat ve istifade edip çokça nakilde bulundukları bir kaynaktır.
Begavî’nin Şafiî mezhebine mensubiyetinden dolayı fıkıh alanında telif ettiği eserlerindeki görüşleri, genelde bu mezhebin geliştirdiği doktrin çerçevesinde gelişmiştir. Bununla beraber Begavî, zaman zaman ileri sürdüğü görüşler ile İmam Şafiî’nin görüşlerine ve Şafiî mezhebindeki müftâbih görüşlere muhalefet ettiği olmuştur. Aynı zamanda Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezheplerindeki müftâbih görüşlerin aksine görüşler de serdetmiştir. Begavî bu ihtilaflara konu olan görüşlerini bazen ayet ve hadisler ile bazen de kıyasla delillendirmektedir. Çalışmamızda Begavî’nin, dört sünni fıkhî mezhep olarak bilinen Hanefi, Maliki, Şafiî ve Hanbeli mezheplerine ibadet konularındaki ihtilaflarına delilleriyle birlikte yer verilmiştir.
Araştırmamızda tespit edebildiğimiz kadarıyla Begavî, İbadetler konusunda, Abdest ve gusülde suyun kullanımında israfın hükmü, abdestte başın mesh edilmesinde vacip olan miktar, abdest alırken sargı (Atel, alçı vb.) üzerine mesh ederek namaz kılanın iyileştikten sonra namazlarını iade etmesinin gerekip gerekmediği ve imamlık yapmada kârî, fakih ve müttakînin önceliği gibi konularda dört mezhebin müftâbih görüşlerine ihtilaf etmiştir. Fukahâ, abdest ve gusülde suyun kullanımında israfın mekruh olduğunu ifade ederken Begavî, abdest ve gusülde suyun israf edilmesinin hükmünün haram olduğunu söyleyerek, fukahâya muhalefet etmiştir. Fukahâ, abdestte başın mesh edilmesinin en az miktarı konusunda farklı görüşler ileri sürerken Begavî, abdestte başın mesh edilmesinin miktarının nasiye kadar olmasının farz olduğunu söylemiştir. Yine fukahâ imamlık yapmada kârî, fakih ve müttakînin önceliği konusunda da farklı görüşlere kani olurken Begavî, bu konuda müttakîyi, kârî ve fakihe tercih ederek bu konu hakkındaki tercihini ortaya koymuştur. Abdest alınırken sargı üzerine mesh ederek namaz kılanın iyileştikten sonra namazlarını iade etmesinin gerekmediği kanaatinde olan cumhura karşı Begavî, Abdest alınırken sargı üzerine mesh ederek namaz kılanın iyileştikten sonra namazlarını iade etmesinin gerektiğini söyler ve bu gibi durumların insan hayatında nadir görünmesinden dolayı namazın iadesinin gerekliliğini beyan ederek görüşünü gerekçeleriyle beyan eder.
Bu çalışmayı yapmaktaki amacımız hem Begavî’nin fıkıh alanındaki yetkinliğini hem de gerektiğinde onda mevcut olan özgür ictihad kabiliyetinin varlığını ve bunun sonucunda ortaya koyduğu görüş ve tercihlerini tespit ederek ilim dünyasına arz etmektir.
ABSTRACT It is seen that most of the fuqahas belonged to a sect in the 5th century AH when there was intense secterian fanaticism. Begavi who lived in the late 5th century and in the beginning of 6th century belonged to the Shafii sect in the worship with the effect of his educational environment and teachers that he took education. However, the fact he was member of the Shafii sect shouldn’t mean that he had attached to his sect with fanaticism. Because when Begavi came across with an evidence that he believed to be strong in evidence, even if it was against the views of his sect, it was seen that he made a judgement on that evidence. And this shows that his belonging to the Shafii sect didn’t prevent him from free ijtihad and also his free ijtihad didn’t exclude him from the Shafii sect.
It is known that there are always contradictions among sects and fuqahas in every areas. When we examine the Shafii sources it is clear that contradictions begin in early times with Müzeni (d. 264) and continues with ibn Süreyc (d. 306) and İstahri (d. 328) and it deepens and continues to survive. When we examine Begavi’s works we can see that he is also in this tradidition.
Begavi wrote many works in many fields such as hadith, tafsir and qiraat. Begavis’s reputation in the field of tafsir and hadith has reached to nowadays. However, we cannot say the same thing about his reputation the field of fiqh. Because there hasn’t been enough studies to show his perfection in this field.
Begavi was an influential figure in Shafii sect and had affected fuqahas and literature of the sect later with his works in the field of fıqh such as el-Fetâvâ, Fetâvâ-yı Begavî, el-Kifâye fi’l-furû, Şerhu’l-Muhtasar, Tâcu’l-arûs and mezhebü’l-hemmî ve’l-bûs, Tercemetü’l-ahkâm fi’l-furû and et-Tehzîb fî fıkhi İmami’ş-Şafiî. Among the works he wrote in the field of fiqh, et-Tezhib can be considered as a basic source for Islamic law in general and for the Shafii sect in particular. Et-Tezhib is a source that Shafii scholars rely on and benefit from and refer a lot.
Because of his belonging to the Shafii sect Begavi’s views in his works generally developed within the framework of doctrines that had been improved by this sect. However, while Begavi sometimes opposed the muftabih views in the Shafii sect which he was a member, with his views and preferences, he also put forward opposing views to muftabih views in Hanafi, Maliki and Hanbali sects. He defended his views with the evidence of verses, hadiths and comparisons. In this study, Begavi’s disagreements on the issues of worship with Hanafi, Maliki, Shafii and Hanbali sects, known as the four sects, are included with their evidences.
As we determine with our study Begavi contradicts about worship ablution, ghusl and waste of water of water in wudu and ghusl the obligatory amount in wiping the head in wudu and whether it is necessary to complete the prayer by wiping on the coverings (splint, plaster etc.). And also he contradicts about whether it is necessary to return to the prayers after recovery and it necessary to be an imam. Provisions such as the priority of jurist, and muttaqin in doing so have contardicted the muftabih views of the four madhabs. While the fuqahas assert that wasting water in wudu and ghusl was makruh Begavi asserted that wasting water in wudu and ghusl was haram and oppoesed to them. While Fuqaha said that people should make wudu in head at least one fourth of the head Begavi said that wudu should be quantity of nasiyah and this was a religious duty. In addition while fuqaha believed to different views about being an imam, faqih, qarî and priority of muttagin. Begavi preferred muttaqin to qarî and faqih. Begavi, who is of the opinion that it is not necessary for a person who performs prayers by wiping on the bandage during ablution doesn’t need to repeat their prayers again and declares the necessity of repeating the prayer beacuase such situations are rare in human life and expresses his opinions with reasons.
Our aim in doing this study is to determine both Begavi’s competence in the field of fiqh and the existence of his free ijtihad ability when necessary ant to present his views and preferences as a result of this to the world of science.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 28 Sayı: 1 |
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.