Duygusal olan ahlaktan yoksun naif bir etiği
savunan Zizek, tüm ödevlerimizin temel ve nesnel olan bir ahlak ilkesinden
türetilmesinin zorunluluğunu belirterek hazza dair şiddeti ortaya çıkaran
Kantçı etiğe karşı çıkar. Zizek, içkin ve aşkın arasındaki gerilimi içkinin kendi
içindeki farka dönüştüren Hegel’e tutunur. Hegel, bilgi ve ahlaki eylemin
dayanağı olan bireyi, tikelleştirip tarihselleştirirken hakikate dair rasyonel
değer oluşturmanın tarihsel bireyler tarafından gerçekleşen diyalektik yoluyla
olduğunu söylemektedir. Zizek’e göre birey kendi simgesel temsilinin başarısız
olduğu noktadan başka bir şey olmadığı gibi nesne karşısında bölünerek
kurulabilen birey/özne, karar verilemeyen bir yapı ile karar mekanizması
arasındaki mesafede iki yönlü düşünme hareketi sayesinde varolur. Kant’ın
reddettiği radikal kötülük, bizzat kendisi tarafından evrensel bir maxim olarak
etik bir ilke haline dönüştüğü ve yükseltildiği için Kant ahlakının sadistçe
olduğu ve sonu gelmez buyruklarla ortaya çıkan sadist haz duygusuna karşı Zizek,
Lacan’a başvurur. Ona göre özne arzunun sınırlarına ulaşarak onun limitlerini
geçmelidir. Sınırı geçerse, bu özne’nin arzu nesnesi karşısındaki deneyimi ise
onu dürtülerine götürür. Lacan’daki arzunun etikteki merkezi boyutu, hazza
karşı bir savunma olarak arzuya dair düşüncesi ve saf arzu ile vazgeçilemez
arzu arasındaki ilişkilerinden çıkacak dürtü kavramıyla etik özneyi doğru
analize tutmak durumundayız. Saf arzuya
dürtüyü ekleyen Lacan’ın karşısında dürtüye ulaşmak için arzuya tutunan Zupancic’e
göre etik hiçbir zaman sona ermeyecek bir elde etme sürecindeki bitimsiz bir
fantezi etiği ya da efendinin etiği olarak karşımıza çıkar. Bu yüzden Zizek dürtü’nün
sonsuz dairesel hareketleriyle bir zorlama ve tatminsizlik olarak bütün
kapitalist mekanizmayı harekete geçirir ve sürekli sapkın, aşırı arzular bu
fantezi etiğini destekler. Zizek’e göre arzu fanteziyi baştan sona geçtikten
sonra boşluğun içinden çıkıp sonra da bu boşluğun ve onun ilizyonlarının
hakkından gelerek dürtü için şekillenmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 23, 2019 |
Submission Date | January 28, 2019 |
Acceptance Date | May 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 27 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.