The Derrida-Foucault debate, which started as a disagreement between the two philosophers about the role of madness in Descartes’ methodological scepticism, has eventually evolved into one of the most complicated philosophical debates of the twentieth century. Rather than scrutunizing the two philosphers’ respective interpretations of Decsartes, this article refers to Derrida’s critical reading of LéviStrauss in an attempt to reframe the debate as a problem of interpretation of historical particularities from the general perspective of structure, thereby putting in a new dialogue Derrida’s criticism of Foucault’s periodization of history in his archeological works and Foucault’s response to Derrida. Deleuze’s conception of structuralism suggests the possibility of a third position in the debate, because, for Deleuze, the presumed tension between history and structure, which incidentally underpins the entire debate between Derrida and Foucault, becomes irrelevant when history is conceived as a product of the structure itself
Derrida-Foucault tartışması iki filozofun Descartes’ın yöntemsel şüpheciliğinde deliliğin oynadığı rol konusundaki görüş ayrılıklarıyla başlamış, zamanla yirminci yüzyılın en kompleks felsefi tartışmalarından biri haline gelmiştir. Bu makale, filozofların Descartes yorumlarını karşılaştırmaktan ziyade, Derrida’nın Lévi-Strauss eleştirisine müracaat ederek tartışmayı tarihsel tikellerin yapının genel bakış açısından yorumlanmasında düğümlenen, yapısalcılığa ilişkin bir problem olarak sunmakta ve böylece Derrida’nın Foucault’nun arkeolojik çalışmalarındaki dönemleştirme girişimlerine ilişkin eleştirileri ile Foucault’nun bu eleştirilere verdiği yanıtları yeni bir diyaloga sokmaktadır. Makale, son adımda, tartışmanın altında yatan problemleri değerlendirmek için müracaat ettiği Deleuze’ün yapısalcılık kavrayışını bu tartışmada alınabilecek üçünçü bir pozisyon olarak sunar, çünkü Deleuze’e göre, bu tartışmanın da üzerinde yükseldiğini söyleyebileceğimiz, yapısalcılıkta tarih ile yapı arasında bir gerilim olduğu varsayımı, tarih bizzat yapının bir ürünü olarak kavrandığında geçerliliğini yitirir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 23 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.