The most fundamental manifestation of the void of a human being in social and private realms seems to appear in its ontological sense which determines and shapes his /her basic condition in the world. Even if Heidegger describes fundamental human condition in the world with the notion of ‘Dasein’ (being-there), I am inclined to take this word not solely as openness toward the world within a historical horizon, but also as free space or void just reserved for his /her individual being. Each human being is born within the void opened and reserved just for his /her being, and it remains open as long as he/she is remembered after his/her death. This paper will try to explore different manifestations of void in our relation to other, and make a claim that void of the other functions paradoxically as visibility of invisible. In other word, void or invisible reveals itself mostly indirectly with different forms and names.
Sosyal ve özel alanlarda insan varlığına özgü boşluğun en temel tezahürü, insanın dünyadaki temel durumunu etkileyen ve biçimlendiren ontolojik anlamında fark edilmektedir. Her ne kadar Heidegger dünya içinde temel insani durumu Dasein (orada varolan) şeklinde tasvir etse de, bu kelimeyi yalnızca ‘tarihsel ufuk içinde başkalarıyla birlikte dünyaya açıklık’ olarak değil, aynı zamanda ‘her bir bireyin kendisi için açılan mekan ya da boşluk’ şeklinde anlama eğilimindeyiz. Her insan yalnızca kendi varlığı için açılan ve rezerv edilen boşluk için(d)e doğar. Bu boşluk onun ölümü sonrasında hatırlandığı sürece açık kalmaya devam eder. Bu yazımızda ötekiyle ilişkimiz esnasında boşluğun farklı tezahürlerini irdelemeye çalışacağız ve şunu ileri süreceğiz: Ötekinin boşluğu, paradoksal olarak, görünmez olanın görünürlüğü şeklinde işlev görmektedir. Diğer bir deyişle, boşluk ya da görünmezlik çoğu kez kendisini dolaylı biçimde farklı form ve isimlerle açığa vurmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 10, 2020 |
Submission Date | June 19, 2020 |
Acceptance Date | October 10, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 30 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.