Sanat tarihinin geniş kapsamı içerisinde eser ve yer aldığı mekân arasında ilişki kurulabilecek sayısız örnek mevcut olmasına rağmen, “mekâna özgü” nitelemesi 1970’lerde çoğunluğu heykel üreten çağdaş sanatçılar tarafından ortaya atılmıştır. Sanat tarihindeki önceki örneklerin aksine eser artık mekânla sadece fiziksel bir ilişki kurmanın ötesine geçerek, çağdaş sanatın genelinin alamet-i farikası olacak bir şekilde tarihsel, toplumsal ve politik bir anlam bağı kurar. Eserin, bulunduğu mekanla kurduğu bu çok yüzlü ilişki, toplum genelinden yalıtık ve heterotopik sergi mekanları, galeriler ve müzeler ile hesaplaşılması ile de örtüşerek sokaklar ve duvarlar gibi kamusal mekânları mesken tutan mekâna özgü politik eserlerin ortaya çıkışını müjdeler.
Çalışmalarında mekana özgülük ve politik söylevin en belirgin olduğu sanatçılardan biri olarak JR, eserlerinde samimiyet, içerik ve kapsamda çağdaşlarından ayrışır. Çalışmaları; beyaz küpün içerisinde, bankaların ve holdinglerin sponsorluğundaki bienallerde ve seçkin bir toplamın bakışlarına hitap edecek koleksiyonlarda değil, eserlerinin aynı anda hem öznesi hem de nesnesi olan halkın gözü önünde sokaklarda ve dış cephelerdedir. Çağdaş sanattan beklenen zararsız sahte-politikliğin aksine her çalışması samimi birer politik manifestodur. Bu çalışma JR’ın Face 2 Face, Women are Heroes – Brazil ve Unframed ¬ Ellis Island çalışmaları üzerinden sanatçının eserlerindeki mekâna özgü ve politik karakteri irdeleyecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Fine Arts |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 27, 2023 |
Submission Date | December 12, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 14 |
İndex Bilgisi
Asos İndex