The aim of this study is to reveal the effect of burnout and anxiety that nurses, who constitute the most important part of health workers, may experience during the COVID-19 pandemic process on the quality of life. The universe of the research consisted of 844 nurses working at Elazig Fethi Sekin City Hospital. Accordingly, the sample of the study was determined as 265 and 302 nurses were reached. The data of the study were collected by questionnaire method between January - March 2021. The questionnaire includes "Maslach Burnout Scale", "World Health Organization Quality of Life Scale (Short Form) WHOQOL-BREF (TR)" and "Anxiety Scale" developed by the researcher. The number of evaluated questionnaires is 302. The collected data were analyzed with the SPSS 22.0 program. The main analyzes used in the research are frequency distribution, reliability analysis, arithmetic mean, standard deviation and multiple regression analysis. As a result of the research, it was determined that nurses' general burnout perceptions and emotional burnout sub-dimension perceptions were moderate, and depersonalization and personal achievement sub-dimension perceptions were low in the COVID-19 process. When the nurses' quality of life levels are examined; general perception level and psychological, physical, social and environmental perceptions were found to be moderate. In addition, when the anxiety levels of nurses were examined in this study; general perception levels were found to be high. As a result of the research, it was determined that the nurses' burnout and anxiety perceptions negatively affected their quality of life. It has been determined that the perceptions of emotional exhaustion and personal accomplishment, which are sub-dimensions of burnout, affect the quality of life, and the dimension of depersonalization does not affect the quality of life.
Bu çalışmanın amacı, sağlık çalışanlarının en önemli bölümünü oluşturan hemşirelerin COVID-19 pandemi sürecinde yaşayabilecekleri tükenmişlik ve kaygının yaşam kalitesi üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde görev yapan 844 hemşire oluşturmuştur. Buna göre araştırmanın örneklemi 265 olarak tespit edilmiş olup 302 hemşireye ulaşılmıştır. Çalışmanın verileri Ocak-Mart 2021 tarihleri arasında anket yöntemi ile toplanmıştır. Anket içeriğinde “Maslach Tükenmişlik Ölçeği”, “Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği (Kısa Formu) WHOQOL- BREF (TR)” ve araştırmacı tarafından geliştirilen ‘‘Kaygı Ölçeği’’, yer almaktadır. Değerlendirilen anket sayısı 302’dir. Toplanan veriler SPSS 22.0 programı ile analiz edilmiştir. Araştırmada kullanılan başlıca analizler frekans dağılımı, güvenilirlik analizi, aritmetik ortalama, standart sapma ve çoklu regresyon analizidir. Araştırma sonucunda COVID -19 sürecinde hemşirelerin genel tükenmişlik algıları ile duygusal tükenmişlik alt boyutu algılarının orta düzeyde, duyarsızlaşma ve kişisel başarı alt boyutu algılarının ise düşük düzeyde olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin yaşam kaliteleri düzeyleri incelendiğinde; genel algı seviyesi ile psikolojik, bedensel, sosyal ve çevresel algılarının da orta düzeyde olduğu görülmüştür. Ayrıca bu çalışmada hemşirelerin kaygı düzeyleri incelendiğinde; genel algı seviyelerinin yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Araştırma sonucunda hemşirelerin tükenmişlik ve kaygı algılarının, yaşam kalitelerini negatif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Tükenmişliğin alt boyutlarından olan duygusal tükenme ve kişisel başarı hissi algılarının yaşam kalitesini negatif yönde etkilediği duyarsızlaşma boyutunun ise yaşam kalitesini etkilemediği tespit edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 25 Sayı: 4 |