Millî edebiyat döneminin gerek fikir ve düşünüşüyle gerek kurmaca metinleriyle kurucu ismi olan Ömer Seyfettin, bir hikâyeci olarak millî olanın merkezinde kalmayı başarmıştır. Hikâyelerinin oluşturduğu tematik algının, bu çerçevenin dışında değerlendirilmesi pek olanaklı değildir. Bu sebeple kurmaca metinlerin dışında kaleme aldığı yazılarındaki fikirlerden uzaklaşmamak, söz konusu hikâyelerin anlamlanması adına daha yol gösterici bir durum ortaya çıkarır. Ele aldığımız “Bahar ve Kelebekler” hikâyesi de bu bağlamda değerlendirilmiştir. Hikâyeci olarak tanınmasını sağlayan bu “ilk” hikâye, öncülüğünü üstlendiği Genç Kalemler dergisinin temel amaçları doğrultusunda kaleme alınmış ve bu anlayışın bildirgesi sayılan “Yeni Lisan” makalesinin önemli ilkelerini içermiştir. Hikâyede Ömer Seyfettin, kendini merkeze konumlandırmıştır. Bu konuma bağlı olarak olay halkalarının gelişim seyrine göre tavır alır. Böylelikle Ömer Seyfettin ulaşmak istediği ana teze ulaşır. Bu makalede yazar-anlatıcı olarak Ömer Seyfettin’in, millî hassasiyetlerini okura benimsetmek için hikâyede kişilere göre konum alışı irdelenmiştir. Değişen bu konumlar, tematik bağlamda simgelediği değerlerle ortaya konulmuştur.
Ömer Seyfettin Bahar ve Kelebekler yazar-anlatıcı eski-yeni nesil millî kimlik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 1 - Özel Sayı |