Yazar Dino Buzzati (1906-1972), tarihsel ortamı, kişisel felsefesi, hem gazeteci hem de sanatçı olarak deneyimlerinin farklı yönlerini algısal bir şekilde birleştirmiştir. Yazdığı Tatar Çölü adlı romanında kendini çöllere hapsetmiş ve hapsedecek olan insanları anlatmıştır. Romanın kahramanı insanlara objektif olarak bakan, disiplinli bir kişi olarak tanıtılan Subay Drago, alışkanlıkları içinde kendini unutarak akıp giden zamana yenik düşen modern dönem insanını temsil etmektedir. Tatar Çölü moral bozucu olarak görülebilir ama onun yapmak istediği, modern yaşamdaki insana içinde yaşadığı hayatı göstermeye çalışmaktır. Tatar Çölü varolma cesareti gösterememenin bir ifadesi olarak insan deneyimindeki tekrarın doğasını anlama noktasında önemli unsurları içerir. Tatar Çölü bu yönüyle bir sorgulama, sorgulatma işlevine sahip bir roman olma özelliğini gösterir. Edebiyat kişinin sahip olduğu yoğun duyguların somut bir aracı olarak görev yapmaktadır. Burada işin içine estetik kaygı girince konunun anlaşılması daha kolay bir hal almaktadır. Varoluşçuluğun edebî olarak ifade edilmesinde J. P. Sartre, A. Camus, F. Kafka, F. Dostoyevski gibi isimlerin yanına Buzzati’yi ve onun özellikle Tatar Çölü’nü eklememiz gerekir. Biz de makalemizde Tatar Çölü adlı eseri varoluşçu düşüncenin temel kavramları olan umut, umutsuzluk, ölüm, yabancılaşma ve tekerrür kavramları ekseninde ele aldık. Sonunda insanı bu tür olumsuz ve kaygı verici duygulardan kurtaracak olanın sevgi olabileceğini belirttik. Zira yaşam biz onu sevdikçe anlam kazanır. Bunun felsefenin görece kavramsal ağır yapısından ziyade roman gibi düşüncenin estetik yönü ön plana çıkaran eserlerle daha anlaşılır bir formda sunulabileceğinin imkânını göstermeye çalıştık.
The writer Dino Buzzati (1906-1972), perceptively integrated the historical setting, his personal philosophy, and features of his experiences both as a journalist and as an artist. In his novel The Tartar Steppe, he depicted people who had imprisoned themselves and would imprison in the steppe. The protagonist of the novel, Drago, an officer who is portrayed as a disciplined person who objectively views people, personifies the modern-day man who forgets himself in his habits and succumbs to the passing of time. The Tartar Steppe can be deemed depressing, but what it tries to do is to show the modern man the life he lives in. As an expression of not having the courage to exist, The Tartar Steppe holds important elements for understanding the nature of repetition in human experience. In this respect, The Tartar Steppe demonstrates the characteristic of being a novel that has the function of questioning and making us raise questions. Literature functions as a tangible instrument of the intense emotions that a person has. When aesthetic concerns are also brought into the picture, the subject becomes easier to understand. For the literary expression of existentialism, we should add Buzzati and especially his The Tartar Steppe to names such as J. P. Sartre, A. Camus, F. Kafka, and F. Dostoevsky. We, in our article, tackled The Tartar Steppe on the axis of the basic concepts of existentialist thought: hope, despair, death, alienation, and repetition. To conclude, we stated that what can save human beings from such negative and worrisome feelings can be based on love, because life makes sense as long as we love it. We tried to demonstrate the possibility that this can be presented in a more comprehensible form through works such as novels that prioritize the aesthetic aspect of thought rather than the relatively conceptually heavy structure of philosophy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 19 - GÜZ 2023 |
ULAKBİM-DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature)
Türk Dili ve Edebiyatı Alanında Yayımlanan Uluslararası Hakemli Bir Dergidir.