İki Dünya Savaşı, nükleer soykırımlar, Nazi Almanyası ve Stalinist Rusya’nın totaliter rejimlerinin yarattığı atmosfer gibi olumsuzluklarla şekillenen distopya yazını, yirminci yüzyılın en önemli türlerinden biri haline gelir. Yazıldığı dönemin karamsar atmosferini yansıtan distopik eserler, baskı ve huzursuzluklarla dolu, tatmin edici olmayan bir geleceğin portresini sunmayı amaçlar. Distopya, ortaya çıkışından bu yana roman türünde öne çıksa da, yüzyılın sonlarına doğru İngiliz tiyatrosu da distopyaya açılır. Oyunlarındaki şiddet betimlerinin yanı sıra modern drama ve toplum hakkındaki radikal açıklamaları nedeniyle çağdaş İngiliz tiyatrosunun kötü çocuğu olarak anılan Edward Bond, The War Plays (1985, Savaş Oyunları) ve The Chair Plays (2000, Sandalye Oyunları) üçlemeleriyle İngiliz tiyatrosuna ilk teatral distopyaları kazandırır. Tiyatronun toplumsal değişime yönelik bilinci harekete geçirmesi gerektiği görüşünü savunan Bond, bu amaçla oyunlarında yoğun bir şekilde sosyal ve politik konulara eğilir. Bu çalışmanın amacı, içerik ve tema bakımından benzer tek perdelik oyunlardan oluşan Sandalye Oyunları üçlemesini bir distopya örneği olarak tartışmaktır. Baskıcı rejimler, kendi hayatları üzerinde söz sahibi olamayan kimsesiz insanlar, yaşamların her anına nüfuz etmiş korku ve huzursuzluk hâli gibi distopik ögeler üçlemenin her oyununda merkezdedir. Yakın bir geleceğin portresini sunan oyunlar, oldukça kasvetli ve mutsuz bir gelecek öngörüsünde bulunarak toplumları bu tür muhtemel senaryolara karşı uyarır ve teatral birer distopyaya dönüşür.
Shaped by two Word Wars, nuclear holocausts, totalitarian regimes of Nazi Germany and Stalinist Russia, dystopia has become one of the most prominent genres of the twentieth century. Embodying the pessimistic atmosphere of their time, dystopian works attempt to provide a portrait of a dissatisfactory future fraught with oppression and unrest. Even though dystopia has been prominent in the novel genre since its emergence, towards the end of the century, British stages have also been opened to dystopic visions. Dubbed l’enfant terrible of contemporary British theatre due to the depiction of crude violence in his plays and radical statements about modern drama and society, Edward Bond introduced theatrical dystopias with his trilogies, The War Plays (1985) and The Chair Plays (2000) Bond holds the view that theatre should activate consciousness towards social change, and to this end his plays are heavily committed to social and political issues. This paper discusses Bond’s Chair Plays trilogy of one-act plays, similar in scope and theme, as an example of dystopia. Oppressive regimes, lonely and silenced people, and constant state of fright and unrest as dystopian elements lie at the very centre of these plays. Portraying a rather bleak and unhappy near future, each play functions as a warning against such possible scenarios and becomes a theatrical dystopia.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | May 15, 2023 |
Publication Date | June 21, 2023 |
Submission Date | May 1, 2022 |
Acceptance Date | October 16, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.