Bu çalışma, Türkiye’deki özel bir televizyon kanalında yayınlanmış olan yerli televizyon dizisi, Sefirin Kızı üzerinden köy kökenli, köy veya kırsalda yaşayan toplumsal grupların nasıl gösterildiğine ve bu gösterimler üzerinden ‘köylü’ algısının nasıl inşa edildiğine odaklanmaktadır. Bir başka deyişle, Sefirin Kızı bağlamında köylünün toplumsal aktör olarak temsilini ve temsil biçimlerini, bu temsiller üzerinden ‘köylü’ olan grupların nasıl belirginleştirildiğini ve ötekileştirildiğini tartışmaktadır. Çalışmada, köylünün damgalanması ile ortaya çıkan ötekileştirme ve toplumsal ayrışmanın söylemsel yönleri ve ‘köylü’ kimliğinin söylemsel inşası Eleştirel Söylem Çözümlemesi’nin (ESÇ) ilke, duruş ve kavramları üzerinden ele alınmaktadır. Ayrıca köylünün etiketlenmesi ve ötekileştirilmesi söylemlerine dair göstergebilimsel bir çözümleme ve eleştirel duruş sunulmaktadır. Bu çerçevede çalışma, Theo van Leeuwen tarafından ortaya konulan Toplum-Göstergebilim’i benimsemekte ve toplumsal bilginin inşasına dair göstergesel kaynakları çözümlemek için ileri sürülen inceleme çerçevesine dayanmaktadır. Bu bağlamda, özellikle toplumsal aktörlerin gösterimine dair göstergesel kaynakları dışlama ve dahilleme kavramları çerçevesinde irdelemektedir. Daha özele indirgendiğinde rol atama, özelleştirme ve genelleştirme, birey ve grup gösterimi, adlandırma ve ulamlama gibi kavramsal araçlar çerçevesinde damgalanan ‘köylü’ kimliğine ve ortaya çıkan ayrımcı ve ötekileştirici söyleme, eleştirel göstergebilimsel bir çözümleme getirmektedir. Çözümlemede hem dilsel hem de dil-dışı göstergesel kaynaklara odaklanan çalışma, Sefirin Kızı dizisi bağlamında köylünün ve köylülüğün çoğunlukla dışlandığını göstermektedir. Köylünün ve köylülüğün dahillendiği bağlamlar da ise olumsuz gösterildiği, ötekileştirildiği ve daha istenmedik olarak etiketlendiğini ortaya koymaktadır. Ek olarak, köylünün ve köylülüğün bu söylemsel/göstergebilimsel pratikler üzerinden damgalandığını tartışmaktadır.
The present study is centered on examining how social groups originating from villages and residing in rural areas are represented in a Turkish television series broadcasted in a television channel in Türkiye, Sefirin Kızı. The study also delves into the construction of ‘rural’ and how this representation shapes the perception or ‘rural areas’ and their inhabitants. In other words, within the context of Sefirin Kızı, the study explores the representation and modes of representing the rural as social actors and on how they are chacterized and marginalized through these specific portrayals. Within this study, the focus lies on analyzing the use of language and discourse to marginalize and differentiate social groups based on the stigmatization of rural areas and the construction of the ‘rural’ identity. This analysis is conductes using the principles, perspectives and concepts of Critical Discourse Analysis (CDA). Additionally, the study includes a semiotic analysis, offering critical perspective on the discourses that stigmatize and marginalize the rural. Consequently, the study adopts Theo van Leeuwen’s Social Semiotics and relies on an analytic framework specifically designed for examining the use of semiotic resources that contribute to the construction of social knowledge. In this regard, the study scrutinizes semiotic resources that are used to represent social actors, examining the ways in which these resources either include or exclude individuals or groups in terms of the concepts of exclusion and inclusion. More precisely, the research provides a critical semiotic analysis of the discriminatory and marginalizing discourse regarding the stigmatization of ‘rural’ identity by considering the concepts of role allocation, specification and genericization, individual and group representations, nomination and categorization. The study, which addresses both the verbal and non-verbal semiotic resources, reveals that the rural and being rural are dominantly excluded in the context of the television series Sefirin Kızı. It also discusses the contexts related to the inclusion of the rural and being rural. However, the rural is represented with negative connotations, marginalized, labelled as less favorable, and thereby stigmatized.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 27, 2023 |
Publication Date | December 27, 2023 |
Submission Date | October 19, 2022 |
Acceptance Date | April 3, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.