The present work aims to examine two works, Ferhunde Kalfa by Halit Ziya Uşaklıgil
and Mücella by Nazan Bekiroğlu, based
on Michael Rifaterre and Gérard Genette's views on intertextuality. The
intertextual relationship allows a text, whose place of choice in the literary
tradition ensures its durability in the memory of the reader, to return to the
memory of it. The literary text is not presented to readers as if it existed in
isolation or was preceded or followed by anything. The appearance of a large
number of texts preceding it in a different semantic field, or in a different
reference circle, requires a certain effort to resolve referents and
components, to grasp them and to apply them to life. From this angle, on the
one hand it is sought in this study, to determine the genesis of the idea of
meaning and intertextual significance, as conceived by Michael Rifaterre, on
the other hand to understand the method of intertextual relations according to
Genette who defines a text in terms of transpositions / transformations from
the formal and thematic angle. This study applies the same method to the two
texts mentioned above. The process of Rifaterre's "signifiance",
which is identified with the aesthetics of the reception, was evoked and some
results were obtained with regard to the distinction established by Gérard
Genette, between what he calls "homodiégétique transposition" and
"signifiance".
Intertextuality Memory Of Literature Homodiégétique Transposition Meaning Signifcation Receptionaesthetics
Bu çalışmada
metinlerarasılık konusunda iki farklı kuramcının görüşlerinden hareket edilerek
Halit Ziya Uşaklıgil’in Ferhunde Kalfa
ve Nazan Bekiroğlu’nun Mücella isimli
eserleri incelenmiştir. Metinlerarası ilişki, edebi gelenek içinde hayranlıkla
okunan, okurların edebi hafızasında yer eden bir metnin tekrar hatırlanmasını
sağlar ve onu tekrar bir edebiyat nesnesine dönüştürür. Bu açıdan makale bir
yandan kuramsal olarak Michael Riffaterre’in metinlerarası “anlam” (sens) ve
“anlamlama” (signifiance) olgularının oluşumu ve metinlerarasılığın
bulgulanmasında okuyucuya düşen görevi; diğer yandan Gérard Genette’in
metinlerarası ilişkiler yöntemini ele almaktadır. Yazınsal metin, tek başına
var olmuş, öncesi ve sonrası olmayan bir varlık olarak okurun karşısında
durmamaktadır. Açıkça kendinden önceki pek çok metnin, farklı bir anlam
alanında, farklı bir gönderge döngüsünde ortaya çıkması, göndergeleri ve
bileşenleri çözümleme, anlama, onları yaşama aktarmada belli bir çaba
gerektirmektedir. Metinlerarasılık, uzak veya yakın geçmiş zamanda yazılmış bir
metnin ya da birden fazla metnin yeni bir metne kaynaklık teşkil etmesi
açısından edebiyatın hafızası işleviyle karşımıza çıkmaktadır. Bu, metinler
arası izlenen hafıza aktarımının çizgisi, belli bir dizge içerisinde sosyolojik
olarak farklı anlamlar da yaratmaktadır. Edebiyat metnini zenginleştiren ve ona
değer katan bu yöntem, metni bir sürecin parçası gibi algılamamızı da sağlamaktadır. Genette’in gönderge metin üzerinde
değiştirimlerin / dönüştürümlerin biçimsel ve izleksel açıdan nasıl belirlediği
araştırılarak örnek metinler üzerinde uygulanmıştır. Riffaterre’in “anlamlama”
sürecinin alımlama estetiği ile özdeşleşen yönüne değinilmiş ve Genette’in
benöyküsel dönüşüm (transposition homodiégétique) adını verdiği durumun
“anlamlama”dan farkı konusunda çıkarımlarda bulunulmuştur.
Metinlerarasılık Edebi Hafıza Benöyküsel Dönüşüm (Transposition Homodiégétique) Anlam (Sens) Anlamlama (Signifiance) Alımlama Estetiği
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 6 Sayı: 11 |