Aim: This study was conducted to evaluate the reasons for using physical restraints in surgical intensive care units and the consequences that can be seen in patients.
Material and Methods: This descriptive study included 81 patients physically restrained in the intensive care unit and 1003 physical restraint evaluations made on these patients. The data collected by questionnaires, Richmond Agitation Sedation Scale and Glasgow Coma Scale were analyzed using Wilcoxon test, Friedman test, and Mann Whitney U test.
Results: Physical restraint was applied to 38% of the patients in the intensive care unit. Among the reasons for using physical restraint, the first is to prevent medical equipment removal (87.7%). It was found that the longer the physical restraint time of the patients, the frequency of development of skin and behavioral changes due to restraint increased. Skin changes in the physical restraint area were observed in 47.6% of the patients. The most common changes were skin rash (47.6%), swelling/edema (42.7%), and collapse (22.2%). It was found that as the physical restraint time increased, the agitation levels of the patients decreased significantly (p=0.000), and the mean scores of the Glasgow Coma Scale increased (p=0.002).
Conclusion: The results of this study show that physical restraint made in order not to harm the patients themselves causes problems that will negatively affect the comfort of the patients. Considering the result that the problems increase as the physical restraint time increases, it is recommended to make the decision of physical restraint very carefully and to evaluate the patients regularly throughout the process.
Amaç: Araştırma, cerrahi yoğun bakım ünitelerinde fiziksel tespit kullanım nedenlerini ve hastalarda görülebilecek sonuçlarını değerlendirmek amacıyla gerçekleştirildi.
Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırma yoğun bakım ünitesinde fiziksel tespit uygulanan 81 hasta ve bu hastalara yapılan 1003 fiziksel tespit değerlendirmesini kapsamaktadır. Soru formları, Richmond Ajitasyon Sedasyon Ölçeği ve Glaskow Koma Ölçeği ile toplanan veriler Wilcoxon testi, Friedman testi, Mann Whitney U testi ile analiz edildi.
Bulgular: Yoğun bakım ünitesindeki hastaların %38.0’ine fiziksel tespit uygulandığı saptandı. Fiziksel tespite başvurma nedenleri arasında ilk sırada tıbbi ekipmanın çekilmesini önlemek (%87.7) yer almaktadır. Fiziksel tespit uygulanan hastaların tespit süresi uzadıkça tespite bağlı cilt ve davranışsal değişiklik gelişme sıklığının arttığı bulundu. Çalışmaya dahil edilen hastaların %47.6’sında tespit bölgesinde cilt değişikliği gözlemlendi. Bu değişikliklerin en sık, ciltte kızarıklık (%47.6), şişme/ödem (%42.7) ve çökme (%22.2) olduğu saptandı. Fiziksel tespit süresi uzadıkça hastaların ajitasyon düzeylerinin anlamlı şekilde azaldığı (p=0.000), Glaskow Koma Ölçeği ortalama puanlarının ise arttığı saptandı (p=0.002).
Sonuç: Çalışma sonuçları hastaların kendisine zarar vermemesi amacıyla yapılan fiziksel tespitin hastaların konforunu olumsuz etkileyecek sorunlara yol açtığını göstermektedir. Tespit süresi uzadıkça sorunların arttığı sonucunu da gözeterek bu uygulamanın kararının çok dikkatli verilmesi ve tespit süresince hastaların düzenli değerlendirilmesi önerilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 14, 2021 |
Submission Date | January 27, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 |