Estetik 18.yy. Aydınlanma döneminde ortaya çıkmış önemli bir felsefi uzmanlık alanıdır. Temelde felsefe bu dönemde “mantık, etik ve estetik” olarak üçe ayrılır. Descartesçi rasyonalist çizginin takipçisi olan A. Baumgarten tarafından kurulan estetik disiplini, temel olarak kavramsal etimolojik belirlenim bağlamında terimin anlam sınırları içerisinde daha başlangıçta, güzelliğin-beğeni ve hazzın incelendiği bir disiplin olarak oluşmuştur. Heidegger, sanat üzerine düşüncelerini geliştirirken temelde estetiği olumsuzlama eğilimindedir. Heidegger’in düşüncesinde sanatın konumlandığı yer, belli bir düşünsel gelişim sonrasında olur. Heidegger, küresel teknolojiye meydan okuyacağı için övdüğü Nasyonel Sosyalist hareketten umudunu yitirdiğinde dikkatini, aynı tarihsel gelişmeye karşı bir tepki oluşturabileceğini düşündüğü sanat alanına çevirmişti. Heidegger’in “sanat ve estetiği” ikiye ayırarak değerlendirmesi, onun kökensel düşüncesinin gelişiminin de bir sonucudur. Temel problemi “insanın varlığı” olan Heidegger, belli bir sistematikte, sanatı temelde Dasein bağlamında ele almaktaydı. Modern dönemde metafizik bir karakterde özne-nesne düalitesinde gelişen modern estetik, temelde sanata karşı bir saldırı alanına dönüşmüştür. Sanat eserini, basit bir estetik amaçlı haz ve beğenin nesnesi olarak gören bu yaklaşım, sanatın, yaratıcı güçlerini her geçen gün yok etmekteydi. Aslında Heidegger’e göre sanatın estetikleşmesi, sanatın yaratıcı, köken olma ve hakikati açık kılma özelliklerini engelleyen, epistemik perspektifin kaçınılmaz “özne-nesne” düalitesi düşüncesinin güzel bir örneğiydi. Bu incelemede Heidegger’in düşüncelerinden hareketle sanatın, estetiğin baskısından kurtulabilme imkanını, mevcut estetiğin kökensel sanatı dışlayan düşünce ve uygulama şeklinin kökenlerini anlamaya ve açıklamaya çalışacağız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 4 Issue: 2 |