Amaç: Bu çalışmanın amacı diğer klinisyenler tarafından tanısal amaçlı olarak nükleer tıp ve radyoloji
bölümlerine gönderilen hastalarda tanısal girişim öncesinde anksiyete oluşup oluşmadığını araştırmak ve
oluşan anksiyetenin ölçümlemesini yapmaktır.
Materyal ve Metod: Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp ve Radyoloji bölümlerine diğer klinikler
tarafından tanısal amaçlı gönderilen hastalar arasından gönüllü olanlar çalışmaya dahil edilmiştir. Nükleer
Tıp hastalarından 65, Radyoloji hastalarından 78 olmak üzere toplam 143 hastaya tanısal girişim yapılmadan
önce Beck Anksiyete Envanteri ( BAE ), Durumluk Sürekli Kaygı Envanteri 1 ve 2 ( STAI-1 ve 2 ) uygulandı.
Elde edilen puanlar istatistiksel olarak ölçümlendi.
Bulgular: Tanısal girişim öncesinde uygulanan BAE, STAI-1 ve STAI-2 puanları literatürle uyumlu bir
şekilde orta düzeyde anksiyeteyi göstermekteydi. Nükleer Tıp ve Radyoloji hastalarının anksiyete
düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı. Ancak cinsiyetlere göre karşılaştırıldığında;
kadınlarda Beck Anksiyete Envanteri (BAE) puanları istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur. STAI-1
ve STAI-2 puanlarında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Sonuç: Böyle bir çalışma bildiğimiz kadarıyla ilk kez yapılmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre hem
Nükleer Tıp hem Radyoloji bölümlerine tanısal amaçlı gönderilen hastalarda anksiyete düzeyleri yüksektir.
Bu durum hasta hekim ilişkisinin iyileştirilmesini ve hastaların kullanılacak yöntemler hakkında tatmin edici
bir şekilde bilgilendirilmesini gündeme getirmektedir
Backgraund: Aim of this study is to investigate whether anxiety and measurement the anxiety level in
patients who undergone at previous diagnostic evaluation in radiology and nuclear medicine departments.
Material and Method: 143 volunteer patients whom attended to Bozok University Medical Faculty
Radiology and Nuclear Medicine outpatient clinic were selected (78 patients in Radiology Clinic, 65 patients
in Nuclear Medicine Clinic). Patient group were given Beck Anxiety Invantory (BAE), Stait-trait anxiety
inventory-1 and 2 (STAI-1-2), before any diagnostic interventions. The comparison was made statistically in
each group.
Results: BAE, STAI-1 and STAI-2 scores were showed moderate anxiety before Diagnostic procedures in
two groups which were consistented with the literature. There was no statistically significant difference in
anxiety status level between two groups, patients of nuclear medicine and patients of radiology. Although
Beck Anxiety Invantory (BAI) scores were higher in female patients. There was no statistically significant
difference in STAI-1 and STAI-2 scores between two genders.
Conclusion: To the best of our knowledge, the investigation of anxiety status level in patients who
undergone diagnostic evaluation has never been investigated before. In a result, the outcome of our pointed
out to improve the patient-physician relationship in a satisfactory manner and the patients are informed about
the methods to be used should be developed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2014 |
Submission Date | August 27, 2014 |
Acceptance Date | September 14, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 11 Issue: 3 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty