Background: Studies on brain development show that the first years of life are significantly more important than all other times of life. The first symptoms of neurodevelopmental disorders that affect speech, learning and social communication skills are seen in infancy and early childhood and are often diagnosed in the preschool period.The early period of life is a period in which there is a great deal of dependence on the external environment compared to other periods of life. It is stated that the experiences and developing psychiatric disorders during this period shape the brain and affect lifelong mental health, behavior, and learning. It is stated that since the brains of young children are extremely resilient to envi-ronmental stress, interventions made during this period are more effective than later interventions, and the return is highest in the early years. This study aimed to retrospectively evaluate the clinical, sociodemographic and daily screen media use characteristics of infants and young children who were referred to the infant mental health clinic for further, detailed evaluation.
Materials and Methods: Our study included 175 infants and young children between the ages of 0-6 who were referred to the infant mental health clinic for detailed evaluation. Clinical files of the patients, including their sociodemographic and clinical characteristics and psychiatric disorder diagnoses according to DSM-5, were evaluated retrospectively.
Results: 80% (n=140) of the evaluated patients were diagnosed with a psychiatric disorder. The average age of patients at diagnosis was 32.06 months (SD = 10.66). 49.7% (n=87) of the patients had Autism Spectrum Disorder (ASD), 12% (n=21) had Intellectual Disability (ID), 8.6% (n=15) had Communication Disorder (CD), %5.1 (n=9) of the patients were diagnosed with ID+ASD, 4.6% (n=8) were diagnosed with ID+CD, and 5.1% (n=9) of the patients were found to have autistic trait even though they were not diagnosed with a psychiatric disorder. The average daily screen exposure time of the patients was found to be 4.28 (SD = 2.64) hours.
Conclusions: The period of infancy and early childhood is the most fundamental and critical period in terms of brain deve-lopment. Early detection and intervention of psychiatric disorders seen in this period is very important for both the progno-sis of the disorders and the reduction of risk factors that may negatively affect brain development. It is thought that our study will contribute to the development of studies and intervention methods in the field of infant and young child mental health.
Amaç: Beyin gelişimiyle ilgili yapılan çalışmalar yaşamın ilk yıllarının yaşamın diğer tüm zamanlarından anlamlı derecede önemli olduğunu göstermektedir. Konuşma, öğrenme ve sosyal iletişim becerilerini etkileyen nörogelişimsel bozuklukların ilk belirtileri bebeklik ve erken çocukluk döneminde görülmekte ve sıklıkla okul öncesi dönemde tanı konmaktadır. Yaşamın erken dönemi, yaşamın diğer dönemlerine göre dış çevreye oldukça bağımlı olunan bir dönemdir. Bu dönemdeki deneyim-ler ve gelişen psikiyatrik bozuklukların beyni şekillendirerek yaşam boyu ruh sağlığını, davranışları ve öğrenmeyi etkilediği belirtilmektedir. Küçük çocukların beyinleri çevresel strese karşı son derece esnek olduğu için daha sonraki müdahalelere göre, bu dönemde yapılan müdahalelerin daha etkili olduğu ve geri dönüşün ilk yıllarda en yüksek olduğu belirtilmektedir. Bu çalışmada, bebek ruh sağlığı polikliniğine ileri, ayrıntılı değerlendirme için yönlendirilen bebek ve küçük çocukların, klinik, sosyodemografik ve günlük ekran kullanım özelliklerinin geriye dönük olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Materyal ve metod: Çalışmamıza bebek ruh sağlığı polikliniğine ayrıntılı değerlendirme amacıyla yönlendirilen 0-6 yaş arası 175 bebek ve küçük çocuk dahil edilmiştir. Hastaların sosyodemografik, klinik özellikleri ve DSM-5’e göre psikiyatrik bozukluk tanılarını içeren klinik dosyaları geriye dönük olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Değerlendirilen hastaların %80’i (n=140) psikiyatrik bozukluk tanısı almıştır. Hastaların ortalama tanı alma yaşı 32,06 ay (SS=10,66) olarak bulunmuştur. Hastaların %49,7’si (n=87) Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), %12’si (n=21) Entelektüel Yeti Yitimi (EYY), %8,6’sı (n=15) İletişim Bozukluğu (İB), %5,1’i (n=9) EYY+OSB, %4,6’sı (n=8) EYY+İB tanısı almış ve hastaların %5,1’inde (n=9) psikiyatrik bozukluk tanısı almasa da silik otizm belirtileri olduğu saptanmıştır. Hastaların ortalama günlük ekran maruziyet sürelerinin 4,28 (SS=2,64) saat olduğu bulunmuştur.
Sonuç: Bebek ve küçük çocukluk dönemi beyin gelişimi açısından en temel ve en kritik dönemdir. Bu dönemde görülen psikiyatrik bozuklukların erken dönemde saptanması ve müdahale edilmesi hem bozuklukların prognozu hem de beyin gelişimini olumsuz etkileyebilecek risk faktörlerinin azaltılması için çok önemlidir. Çalışmamızın bebek ve küçük çocuk ruh sağlığı alanında yapılacak çalışmalar ve müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi konusunda katkı sunacağı düşünülmektedir.
Çalışma prosedürleri Helsinki Bildirgesi'ne uygun olarak yürütülmüştür. Araştırma için etik onayı Necmettin Erbakan Üniversitesi İlaç ve Tıbbi Cihaz Dışı Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 10/02/2023-2023/4193:(12917) numarasıyla alınmıştır.
Bu araştırma, kamu, ticari veya kar amacı gütmeyen sektörlerdeki finansman kuruluşlarından herhangi bir finansal destek almamıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Child and Adolescent Psychiatry |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | August 9, 2024 |
Publication Date | August 29, 2024 |
Submission Date | May 20, 2024 |
Acceptance Date | August 7, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 21 Issue: 2 |
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Harran University Medical Faculty