The lockdown that diverges spaces and society from each other has brought the individual closer to their private space or their environment. This research focused on the transfor-mation of the individual's perception and use of public space in a period when the daily life of the individual changes completely. Moreover, aimed to reveal the transformation in public space experiences by including individual views. In the research, which the qualitative re-search method was used, semi-structured interviews were made with people who have differ-ent working disciplines and actively used the public space before and during the pandemic process. As the major subject of the city, it is crucial to produce a living and used space in line with the public space perception and demands of individuals. In this context, the study focuses on the experiences during the pandemic process and contributes to the analysis of public space within the framework of user experiences after the pandemic. The discourses that emerged from the interviews are essential due to they show that the use of the physical space experienced during the pandemic process will change, preferences and needs will differ, and that public spaces need transformation.
Public Space Covid-19 Everyday Life İndividualization Social Relation
Mekânın toplumdan, toplumun da mekândan uzaklaşmasına neden olan sokağa çıkma kısıtlamaları, kamusal alanların kullanımlara kapatılması, bireyi daha çok kendi özel alanına, kendi çevresine, kendinden olana yaklaştırmış, aynı zamanda yeni kamusal mekân ihtiyacını doğurmuştur. Bireyin gündelik hayatının tamamen değiştiği pandemi döneminde yeniden anlam kazanan kamusal mekâna odaklanan araştırma, kamusal mekânı toplumsal ilişkiler çerçevesinde değerlendirmektedir. Bireysel görüşlere yer vererek kamusal alan deneyimlerindeki dönüşümü ve ihtiyaçları ortaya koyma vaadiyle yola çıkan araştırma, pandemi sürecinde ve pandemi öncesinde kamusal mekân deneyimlerinde yaşanan değişimleri bireylerin gündelik yaşamı çerçevesinde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Kentin birincil öznesi olarak bireylerin kamusal alan algısı ve talepleri doğrultusunda kullanılan ve yaşayan mekân üretmek önemli görülmektedir.
Nitel araştırma yöntemi kullanılan çalışmada, farklı çalışma disiplinlerine sahip, kamusal alanı pandemi öncesinde ve pandemi sürecinde aktif kullanmış kişilerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Çalışma bu bağlamda, pandemi sürecinde yaşanan deneyimlere odaklanarak, pandemiden sonra kamusal alan çözümlemelerinin kullanıcı deneyimleri ekseninde yapılabilmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan görüşmelerle ortaya çıkan söylemler, pandemi sürecinde yaşanan fiziksel alanın kullanımının değişeceğini, tercihlerin ve ihtiyaçların farklılaşacağını ve kamusal mekânların dönüşüme ihtiyacı olduğunu göstermesi sebebiyle önem taşımaktadır.
kamusal alan covid-19 gündelik hayat bireyselleşme toplumsal ilişkiler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |