Küresel kentler ile ilgili yapılan çalışmalar, dünya çapındaki sermaye akışının yarattığı fiziksel ve mekân-sal etkilere olduğu kadar, küreselleşme sonucu ortaya çıkan kültürel değişimlerin kentler üzerindeki etkilerine de odaklanmaktadır. “Pazarlanabilirlik” ve “imaj sahibi olma” günümüzde sadece ürünler için değil, kentler ve bölgeler için de geçerlilik kazanmıştır. Bu ortamda, kentlerin yerel kimliklerinin yeniden keşfedilmesi ve yerel potansiyellerinin kullanılması, kendilerine özgü ayırt edici göstergeler taşımaları, kentler için küresel platformda rekabet gücü kazanmanın önemli bir öğesi haline gelmiştir. Markalaşma, kentin güçlü yanlarını ortaya koyan, kenti kültürel olarak anlamlı ve değerli kılan, kente ekonomik ve sosyal değer katan bir imaj oluşumunu sağlamakta, kenti “değer katılmış ürüne” dönüştürmektedir. Küreselleşme sürecinde markalaşma isteği taşıyan kentlerde özellikle doğrudan doğruya tüketime odak-lanmış yapı tiplerinin her biri kendi içerisinde birer yok-mekân oluşturmakta, bu yapılar kenti de bir yok-mekâna dönüştürmektedir. Kentsel markalaşma sürecinde yere özgü kültürel değerler, kimlik ve imaj unsurları tüketime yönelik birer pazarlama aracına dönüşmekte ve bu süreç kentlerin birer “meta” haline gelmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada küreselleşme etkisi altındaki tüketim toplumunda kent; küresel kent, markalaşmış kent ve yok-mekân kavramları çerçevesinde incelenmiştir.
Studies on global cities focus on impacts of cultural changes in cities, as results of globalization, as well as physical and spatial effects created by the flow of world-class capital. Today "marketability" and "having an image” have gained validity not only for products but also for cities and regions. In this cultural environment, reinvention and use of local identities and potentials of cities which have their own distinctive indicators, has become an important element to gain cities capacity of competitiveness in the global platform. Branding provides formation of an image which reveals powerful faces of the city, makes the city culturally significant and valuable, and provides economic and social value, in sum, it transforms the city into a “value-added product”. In the globalisation process, building types, which directly focused on consume, constitute a non-place inside, and these buildings also transform the city into a non-place in branding cities. In the city branding process, local cultural values, identities and images of cities transform into consumption-oriented marketing tools, and thus cities become “commodities”. In this study, cities which are under the impact of globalism in consumer society are studied in the framework of global city, branding city and non-place concepts.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 2 Sayı: 3 |