Mekân ve zamanla güçlü bir ilişki kurarak, mevcudiyetini ve tazeliğini koruyabilen bellek, geçmişten gelen imgeleri anlamsal ve duyumsal olarak çağrıştırması ve anımsatarak düşünülür kılması ile çok ayaklı bir sisteme işaret eder. Sözü edilen imgelerin, tarihsellikten koparılarak yok edilmesi ve sürekli olarak bir “yeni” ile değiş tokuş edilmesi, bahsedilen sistemin yıkılarak bellek yardımıyla kurulan bireysel tarihin yitirilmesine sebep olur. Bu noktada, toplumların aynı bağlam içerisinde kurdukları kolektif belleğin işleyişi de bireysel bellekle benzerlik gösterir. Kentlinin, ortak mekânlarda kolektif bir şekilde kurduğu, kentin kendi geçmişinden gelen ve mekânı üreten bir olgu olan belleğe yapılacak herhangi bir müdahale, kentin tarihine ve anlam sürekliliğine yapılacak müdahalelerle eş tutulabilir. Kente ait kolektif bellek, kentlinin birbirleriyle ve kentle olan etkileşimlerinin bir ürünüdür, dolayısıyla, kentin ve kentlinin kimlik inşasında rol oynamaktadır. Belleğin silinmeye veya süreklilikten kopartılıp mütemadi olarak yeniden yazılmaya çalışılması, bu kimliğin de yitirilmesine neden teşkil eder. Bu metin, Ankara’nın kolektif belleğinin şekillendiği en önemli hatlardan biri olan ve kente dair her problemde yeniden bir tasarım sürecine sokulan Atatürk Bulvarı’nın geçirdiği dönüşümler üzerinden, toplumsal belleğin yıkımını ve inşa edilmeye çalışılan kimliği incelemek amacıyla yazılmıştır.
bellek kolektif bellek kolektif kimlik bellek ve zaman palimpsest bellek ve kent mekanı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 2 Sayı: 4 |