Bu makale Mısır’ın başkentini çevreleyen çölün eteklerinde yapılmakta olan lüks güvenlikli sitelerin inşa ve pazarlama sürecini incelemektedir. Bu sitelerin tasarım ve promosyon materyallerindeki sunum biçimlerini tartışarak, küresel mimari ve yaşam tarzlarının somut yerel pazarlama bağlamlarına nasıl yedirildiklerini gösteriyorum. Her ne kadar bu pazarlama yöntemlerinin ve dolayısıyla güvenlikli sitelerin bazıları başarılıysa da, bu projelerin pek çok açıdan yerel toplumsal formları ve maddi ihtiyaçları dikkate almakta sorunlu olduklarını iddia ediyorum. Yerelin belli bir biçimde küreselleşmesini ima eden projelerle, soyut bir küreselin yerelleşmesini temsil eden projeler arasında bir ayrıma giderek, ikinci stratejinin başarısız olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu öne sürüyorum. Çeşitli projeleri inceleyerek, bütün bu projelerin lüks tüketim taleplerine, çeşitli toplumsal kaygı ve korkulara hitap ettiğini ve temelde güvenli ve sağlıklı konutların yanı sıra benzer beğeni ve yaşam tarzlarına sahip komşular vaat ettiklerini gösteriyorum. Batı’da kentsel ayrışmanın derinleşmesine dair yakın dönemde yer alan kuramsal tartışmalardan yola çıkarak, bu makale bu kuramsallaştırmaların sömürge sonrası Ortadoğu metropolü bağlamında geçerliliğini ve sınırlılıklarını araştırmaktadır.
This paper examines the construction and marketing
of recent upscale gated communities on the Egyptian capital’s desert outskirts.
Discussing questions of design and their use in promotional materials, I show
how global inventories of architecture and social lifestyles are inserted in
concrete local marketing contexts. While some of this marketing and
subsequently some communities are successful, I argue that many aspects of
projects are flawed in their neglect of local social forms and material demands.
Differentiating between projects that imply a certain globalization of the
local versus those that represent the localization of the abstractly global, I
argue that the latter are more likely to fail. Reviewing a number or recent
projects I illustrate how they all address upscale material demands, social
sentiments and fear, and centrally promise safe and healthy homes and
like-minded neighbors. Drawing on recent western theoretical debates about the
increasing segregation of urban spaces, and the disappearance of public spaces,
this paper explores the use and limits of such theorizations for the context of
a post-colonial Middle Eastern metropolis.
global cities spatial segregation gated communities neoliberalism Egypt
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 3 Sayı: 6 |