Türkiye’de kentsel dönüşüm, kentsel alanların ve
özellikle kent merkezlerindeki gecekondu alanlarının yenilenerek kentsel arsa
pazarına kazandırılmasında başlıca araç olarak öne çıkmaktadır. Bu süreçte
gecekondu alanlarında konutun azalan değeri ile kentsel arsanın merkezi
konumundan kaynaklı artan değeri arasındaki rant farkının kentsel aktörler
arasında paylaşımı, dönüşümün motivasyonunu belirlemektedir. Kentsel dönüşüm
gecekondu alanlarının yüksek gelir/statü alanlarına dönüştürülmesi temelinde neo-liberal
kent politikalarının uygulama aracı olmaktadır. Arz ve talebin bir üst ölçekte
neo-liberal politikalar ile belirlenmesinin en açık göstergesi dönüşüm ve
sonrasında gelişen soylulaştırma sürecinin yasal mevzuat ile
meşrulaştırılmasıdır. Gecekondu alanlarının dönüşümü, gecekondu alanlarının
sağlıksız yaşam koşulları ve yüksek suç potansiyeli ile eşleştirilmesine
dayandırılmaktadır. Böylece sağlıksız kentsel parçalar kentlerin yeniden
yapılandırılması sürecinde başlıca odak noktaları olurken, gönüllü ya da
gönülsüz dışlanma/dışlama kendiliğinden oluşmakta, soylulaştırma dile
getirilmeyen ancak beklenen sonuç olmaktadır. Dönüşümün toplum tarafından
yüksek kabul edilebilirlik düzeyi ile meşrulaştırılması devletin yasal
yaptırımlar ve güçlü kamu kurumları ile yeniden kimlik kazanmasını gerekli
kılmakta, bu yeni kimlik ise neo-liberal kent politikaları ve yeniden
güçlendirilmiş kentsel aktörler ile şekillenmektedir. Bu çalışmanın çıkış
noktası kentsel dönüşüm ve soylulaştırma girişimlerinin neo-liberal kent ve
konut politikalarının araçları olduğu hipotezinin Ankara kenti kentsel dönüşüm
uygulamaları özelinde değerlendirilmesidir.
Regeneration in Turkey is defined as an essential
tool in the transformation of inner-city areas and especially the squatter
housing areas, within the framework of neo-liberal policies in the way to
reacquire the rent gap between the decreasing value of squatter houses and the
increasing value of land in the cities’ most appealing locations and creating
of high-income/status housing areas within a re-organized open market economy.
Demand and supply are determined with neo-liberal policies and this becomes
clear with the legitimization of regeneration and gentrification process with
legal arrangements. New laws are centred on the unhealthy living conditions and
the crime potential of squatter housing areas. Thus as unhealthy urban parts
become the focus of urban restructuring, voluntary or involuntary dislocation
aappears to be the hidden goal. Legitimization of regeneration with high level
of society’s acceptionality, necessitates the state’s restructuring with legal
arrangements and powerful state institutions and this new state identity is
structured neo-liberal urban policies and powerful urban actors. The starting
point of this study is evaluation of the hypothesis that urban regeneration and
gentrification attempts are the tools of neo-liberal urban and housing
policies, giving special emphasis to urban regeneration implementations in
Ankara.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 3 Sayı: 7 |