Kentli beden, içinde
yaşadığı şehri bir metin gibi okunaklı kılar. İnsanın kendi kimliği dışında bir
beden karakteri söz konusu olduğundan mekânın beden üzerinden okunması, şehrin
ne oranda canlı tutulduğunun en önemli göstergesidir. Kenti inşa eden otorite,
beton ile taş arasındaki hassasiyeti oranında bedene farklı roller biçer. Bu
bakımdan bedenin yaşamayı, kımıldamayı, soluk almayı, kendini korumayı ve
rahatlamayı öğrenmesi gerekmektedir. Beden ve kent arasındaki ilişki, zamanla
şehirli bedenleri ve bedensel şehirleri oluşturmaktadır. Bu çalışmada dokunma
duyularını henüz kaybetmemiş tarihi Mardin kenti üzerinden bedenin kentli
halleri ele alınacaktır.
Urban body makes the city readable just like a
text. Since there is a body character apart from one’s personal identity,
reading space through body is the most significant indicator of how much a city
has been preserved as a living entity. The authority that built the city would
attribute different roles to the body to the extent that it differentiates
between concrete and stone. In this
regard, the body needs to learn how to live, move, breathe, protect itself and
relax. The relationship between the city and body in time creates urban bodies
and bodily cities. This paper will analyze the urban forms of body in the
context of Mardin, a city that still has not lost the senses of touching.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 4 Sayı: 9 |