Türkiye’nin sınırları dışından göçmen alma deneyimi
1990’lara kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar ve Kafkasya’daki eski
topraklarından gelen göçmenlerin iskân edilmesiyle şekillenmiştir. 1990’lardan
itibaren ise farklı kimliklere sahip göçmen grupların, Asya, Orta Doğu ve
Afrika’nın çeşitli ülkelerinden gelerek, iş piyasalarına girdikleri ve
Türkiye’ye yerleşmeye başladıkları görülmektedir. Bu iki dönemdeki göçmen
deneyimlerini göçmenleri “kimliklerine” göre kategorize eden vatandaşlık ve göç
rejimleri yoğun bir biçimde belirlemiştir. Vatandaşlık ve göç rejimindeki
2000’li yıllardaki yeniliklerle birlikte ise, geleneksel olarak makbul
kimlikten farklı kimliğe sahip yabancı göçmenlerin de belirli haklara ulaşması
mümkün hale gelmiştir. Ne var ki yeni yasalar kimlikler açısından görece daha
kapsayıcı olmalarına rağmen göçmenler arasında iş piyasalarının etkilerine
dayanan ayrımcılık ve farklılıklar yaratmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’deki
vatandaşlık ve göç rejiminin yabancı göçmenlerin deneyimlerine etkilerinin
sadece “kimlikleri” üzerinden değil aynı zamanda “sınıfsal” konumları ile de
yakından ilişkili olduğunu iddia edilmektedir. Son yirmi yıldır artan bir
şekilde yabancı göçmenlerin devlet ile temaslarının biçimi hem emek
piyasalarındaki konumlarından etkilemekte hem de bu konumlarını doğrudan
etkilemektedir. Konuyla ilgili akademik yazına ve alan çalışmalarına dayanılarak
geliştirilmiş tartışma vatandaşlık ve göç rejimlerinin göçmenlere “sınır”,
“emek piyasaları” ve “vatandaşlık” alanlarında etkilerini irdelemektedir.
Historically the international immigration experience
of Turkey has been shaped by the settlement of immigrants who came from the
former lands of Ottoman Empire. From the 1990s on, immigrants having different
identities from the different countries of Asia, Middle East and Africa started
migrating to Turkey, incorporating into the labor markets, and settling
permanently. In these two different periods, the experiences of immigrants were
mostly shaped by the citizenship and immigration regimes that categorize
immigrants based on their supposed identity. With the changes in the
citizenship and immigration regimes after 2000s, it became possible that
immigrants who have different identities from the traditional understanding of
acceptability could gain some legal rights. However, although these new laws
are more inclusive in terms of identity, they created new discrimination and
differences in the labor markets. This article argues that the immigrants
experiences were not only related to their identities but also to their class
positions. In the last two decades, the mode of interactions of immigrants with
Turkish state is affected by their labor markets positions, and these
interactions affect directly their positions. By drawing on the existing
academic literature and fieldworks, the impacts of citizenship and immigrant
regimes on the immigrants and their strategies are analyzed in the domains of
“border”, “labor markets” and “naturalization”.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 6 Sayı: 15 |