Turgut Cansever, İslam düşüncesini mekânın üretiminde temsil etmek üzere inançsal ilkelerle yapılı çevre arasında şu bağıntıyı kurmuştur: Yeryüzü, tevhit inancı etrafında biçimlenen ilahi bir yansımaysa dahi yeni öznellikler üretecek özerk varlıkların insan eliyle organize edilmekte olduğu bütünsel bir uzamdır. Bu düşünce, tasarım kuramı olduğu kadar toplumsal karşılıklara da sahiptir. Ayrıca, Cansever, önerileriyle tutarlı yapılar tasarlayıp inşai faaliyetlerde bulunmuştur. Bu çabalarında, geleneksel yapı inşa etme bilgisinin muhafaza edilmesi hâlinde mimaride, şehircilikte ve toplumsal alanda yaratıcılığın nasıl mümkün olabileceğini göstermek istemiştir. Bu yazı, ilkin söz konusu önerileri Saussure’ün Dil ve söz ikiliğine yaslanarak kavramaya çalışmış; ardından dilbilimde öne çıkan metafor ve metonimi kavramlarıyla değerlendirmeyi vadetmiştir. Çalışmada öncelikle Saussureyen yapısalcı geleneğe ait bu kavramların kültürel çalışmalarda analizlere altlık olduğuna işaret edilmiştir. Bununla, metaforun ideal bir anlama ayrıcalık tanımak için elle tutulur bir imgeyi öne sürmeye yaradığına, böylece iktidarı dokunulmazlık zırhına büründüren bir temsil tarzı olduğuna kanaat getirilmiştir. Aksine metonimik bağlantılarınsa otoriter anlam yüklerini boşaltıp toplumsal sıradüzenin altını kazımaya davet ettiği savlanır. Bu argümanları takip ederek, neticede, nesne ya da olguları bağlamlarına gönderimde bulunmaya sevk ettiğinden Cansever’in tercihini bu ikinci temsil tarzından yana kullandığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla çalışma, semiyotikten Dil ve sözle metafor ve metonimi kavramlarını ödünç alıp onun satır aralarındaki fikirlerini anlayabilmekle ilgilenmiştir.
Turgut Cansever has established the following relation between the religious principles and the structured environment in order to represent the Islamic thought in the production of space: Even if the earth is a divine reflection shaped around the belief of “tawhid”, it is a holistic space in which autonomous beings producing new subjectivities are organized by human hands. This article first tried to grasp these mentioned proposals on the basis of Saussure's duality of langue and parole; it, then tried to evaluate them with the concepts of metaphor and metonymy that are significant in linguistics. First of all, it has been witnessed that these concepts belonging to the structuralist tradition of Saussurean are base for analysis in cultural studies. At this point, it has been concluded that metaphor serves to put forward a tangible image in order to privilege an ideal meaning, thus it becomes a mode of representation that makes power inviolable. On the contrary, it has been said that metonymic connections invite to undermine the social hierarchy by emptying authoritarian meaning. Thus, borrowing the concepts of metaphor, metonym, langue and parole from semiotic this article interest in understanding his ideas between the lines.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 11 Sayı: 31 |