Adorno nesneler çağını yaşadığımızdan bahseder. Nesneler hayatımıza o kadar müdahil olmuştur ki artık insan yaşayışına nesnelerin ritmi, hız kesmeksizin hayatımıza dahil oluş serüveni yön vermektedir. Geçmiş asırlarda yaşanan hayat ile günümüz hayatını kıyasladığımızda nesnelerde meydana gelen değişim dikkat çekicidir. Eskiden uzun süre dayanıklı olmakla hatta insan ömründen bile uzun kullanımda kalmakla günümüz nesnelerinden farklılaşan nesneler, günümüzde çok kısa sürede işlevselliğini kaybedip ortadan kalkmaktadır.[1] Nesnelerin dayanıksızlığının yanında etrafımızda başımızı döndürecek derecede hızlı bir hayat akıp gitmekte. Bugün moda olan bir şey yarın çöplüğe atılabilmektedir. İnsanlar sanki nesneler aracılığıyla farklı dünyalara çekilmeye çalışılmaktadır. Nesne insan ilişkisinde özne konumunda olması gereken insan, özne konumundan indirilip nesnenin özne olduğu yerde nesne konumuna düşürülmeye çalışılmaktadır. Nesnedeki çekicilikle hayatına yön verilmeye çalışılan insan sahip olmak istediği nesneye ulaşma yolunda narsizm gibi farklı psikolojik hallerin durağı haline gelmekte ve kaldıramayacağı yüklerin altında ezilip durmaktadır. Şüphesiz ki insan nesne ilişkisinde meydana gelen bu değişimler kendi kendine olan şeyler değildir. Bahsedilen sürecin bir aktörü veya aktörlerinin olması gerekir ki bu olaylar zinciri bu kadar profesyonel bir şekilde örülebilsin ve insanlar nesnelerin sevdasına kendilerinden uzaklaşıp farklı kişilik yapılarına bürünebilsin. Bu bağlamda bu makalenin amacı kültür endüstrisinin tüketimle insanları, nasıl bireysel, narsist insan haline getirmeye çalıştığı meselesidir.
Adorno talks about the age of objects. Objects have been so involved in our lives that now the rhythm of objects and the adventure of inclusion in our lives without slowing down direct human life. When we compare the life lived in the past centuries with today's life, the change in objects is remarkable. Objects that differed from today's objects by being durable for a long time and even staying in use longer than human life in the past, today lose their functionality in a very short time and disappear. In addition to the impermanence of objects, a life is flowing around us at such a fast pace that we can turn our heads. What is fashionable today can be thrown in the garbage tomorrow. It is as if people are trying to be drawn into different worlds through objects.The human, who should be in the subject position in the object-human relationship, is tried to be reduced from the subject position to the object position where the object is the subject. The person, whose life is tried to be directed with the attraction in the object, becomes the stop of different psychological states such as narcissism on the way to reach the object he wants to have, and he is crushed under the burdens that he cannot bear. Undoubtedly, these changes in the human-object relationship are not things that happen by themselves. These events must have an actor or actors so that this chain of events can be knitted in such a professional way and people can move away from themselves to the love of objects and take on different personality structures. In this context, the aim of this article is how the culture industry tries to make people individual and narcissistic through consumption.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2021 |
Submission Date | September 6, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 2 |
İdrak, is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).