The adoption system under the Turkish Civil Code differs from the process under the Swiss Civil Code in many respects. Contrary to Swiss law, Turkish law has not adapted the full adoption system; instead, it maintains a simple, mixed legal system that incorporates aspects of the Swiss adoption system into Turkish law. Consequently, the filiation relationship between adopted and biological family continues in Turkish law, and the adoptees have the right of double heirship. This, however, can interfere with bonding between the minor and the adoptive parents because of continued emotional bonds with the biological family which limits the expected benefit from adoption. Legislator have recently amended the Swiss adoption system toward further benefit of the adopted minors, for instance by incorporating more careful evaluations of children’s psychological status as well as that of the adoptive parents during the adoption process. The absence of such amendments in Turkish law raises the question of whether the Turkish adoption system is sufficient for the best interests of the child. Thus, the legal problem worth discussing in terms of the legal status and the best interest of the child under Turkish adoption system rises. For this reason, the preconditions of adoption and the legal consequences for adopted children are here examined in relation to children’s best interest.
Türk Medeni Kanunu’nun benimsediği evlat edinme sistemi, birçok açıdan mehaz İsviçre Medeni Kanunu’ndan ayrılmaktadır. Türk hukukunda İsviçre hukukunun aksine tam evlat edinme sistemi benimsenmemiş ve sınırlı evlat edinme sisteminin uygulanması devam ettirilmiştir. Böylece İsviçre hukukunda benimsenen evlat edinme düzenlemelerinin, Türk hukukuna sadece bazı yönleri ile alınması sonucunda karma bir sistem yaratılmıştır. Bunun bir sonucu olarak Türk hukukunda evlat edinilen ile biyolojik ailesi arasındaki soybağı ilişkisi devam etmekte, evlat edinilen çifte mirasçılık hakkı elde etmektedir. Bu durum özellikle evlat edinilen küçüğün biyolojik aile ile duygusal bağının kopmaması sonucunda evlat edinen aileye uyum sağlayamaması ve evlat edinme işleminden beklenen yararın elde edilememesi rizikosuna neden olur. Zira evlat edinme işleminin temel amacı küçüğün menfaatini korumaktır. Üstelik son yıllarda İsviçre hukukunun evlat edinme sistemi evlat edinilen küçük yararına daha da değiştirilmiştir. Küçüğün menfaatini esas alan bu düzenlemeler, gerek evlat edinenlerin statüsünü dikkate almak gerekse evlat edinilen küçüğün evlat edinme işlemi sonrasındaki psikolojik durumunu daha dikkatli değerlendirmek yönünden oldukça olumlu düzenlemelerdir. Türk hukukunda bu yönde değişiklikler yapılmaması, TMK’nın evlat edinme sisteminin küçüğün yararı bakımından yeterli olup olmadığı sorusunu gündeme getirir. Bu durum, Türk hukukunda benimsenen evlat edinme sisteminin küçüğün hukuki statüsüne ve menfaatine etkisi bakımından tartışmaya değer bir hukuki sorun yaratır. Bu nedenle evlat edinmenin şartları ve evlat edinilen küçüğe yönelik hukuki sonuçları, küçüğün menfaati ile ilişkilendirilerek incelenmelidir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 15, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |