The voluntary refusal of inheritance is a legal way to enable removing the title of heir by not accepting the inheritance. Inheritance can freely be refused without providing any reason, only by conforming to the procedure specified by the law. However, the heir’s use of this right to refuse inheritance with the aim of damaging his creditors does not comply with the rule of honesty. In such a case, the law has given such an heir’s creditors the right to file a lawsuit. In order to bring about this action regulated in Article 617 of the Turkish Civil Code, the assets of the heir rejecting the inheritance should not be sufficient to cover the debt, the inheritance should be refused for harming the creditors, and the creditors bringing about the action of nullity must not have provided enough security to cover their receivables. The nullity action should be introduced to the Civil Court of First Instance located in the settlement of the legator within the peremptory time limit of six months from the rejection of the inheritance. The case is filed by the bankruptcy administration in the case of the heir’s bankruptcy, otherwise it is filed by the willing creditors. Although contentious in doctrine, the Supreme Court accepts that the nullity action may be filed against an heir who’s refused inheritance and those benefitting from this refusal of inheritance. Upon acceptance of the nullity action, the share of the inheritance belonging to the heir whose rejection has been cancelled is subject to an official liquidation. The receivables of the heir’s creditors are paid first from the value obtained upon the official liquidation. Any remaining value is then distributed amongst the heirs who would have benefitted from it had the rejection remained valid.
Refusal of inheritance Nullity of the disclaimer of inheritance Nullity action Protection of the creditor official liquidation
Mirasın iradi reddi, mirasçının mirası kabul etmeyerek mirasçılık sıfatını ortadan kaldırmaya yarayan bir hukuki yoldur. Miras, kanunda gösterilen usule uyularak, bir sebep göstermeksizin serbestçe reddedilebilir. Hem yasal hem atanmış mirasçılar mirası reddedebilir. Mirasçı atamanın bir miras sözleşmesiyle yapılması halinde dahi, atanmış mirasçının mirası reddetme hakkı vardır. Uygulamada mirasın reddinin çoğunlukla, mirasçının mirasbırakanla ailevi bağlarının, sosyal ilişkilerinin kopmuş olması, mirasın reddi yoluyla ekonomik durumu bozuk olan diğer mirasçıların paylarını arttırma, mirasın doğrudan reddeden mirasçının altsoyuna geçmesini sağlama gibi sebeplerle yapıldığı görülmektedir. Diğer yandan, mirasçının mirası ret hakkını alacaklılarına zarar vermek amacıyla kullanması halinde ise, dürüstlük kuralıyla bağdaşmayan bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Zira bir kişinin beklenen hak niteliğindeki muhtemel mirasçılık sıfatının, o kişiyle ekonomik ilişkiye girenler gözünde borç ödemede güvenilirliği bakımından yaratacağı ilave itibar yadsınamaz. Bu durumda kanun, mirasçının alacaklılarına reddin iptali davası açma hakkı tanımıştır. TMK m 617’de düzenlenen bu davanın açılabilmesi için, mirası reddeden mirasçının malvarlığının borçlarına yetmiyor olması, mirasın alacaklılara zarar vermek amacıyla reddedilmiş olması ve iptal davasını açan alacaklıların alacaklarını karşılamaya yeterli güvence gösterilmemiş olması gerekir. İptal davası, mirasın reddinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde mirasbırakanın yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Davayı, mirasçının iflas etmiş olması halinde iflas idaresi, aksi halde isteyen alacaklılar açar. Tartışmalı olmakla birlikte Yargıtay, iptal davasının mirası reddetmiş mirasçıya ve mirasın reddinden yararlanan kişilere karşı açılması gerektiğini kabul etmektedir. İptal davasının kabul edilmesi halinde, reddi iptal edilen mirasçının miras payı resmi tasfiyeye tabi tutulur. Resmi tasfiye sonucunda elde edilen değerden öncelikle mirasçının alacaklılarının alacakları ödenir. Arta kalan bir değer olursa, ret geçerli olsaydı bundan yararlanacak mirasçılara dağıtılır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 5, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |